Türkiye'de 17.08.1999 tarihinde saat 03:02'de 7.4 şiddetinde deprem oldu. Kocaeli - Gölcük olan merkez üssünden yayılan deprem dalgaları, Kocaeli ve ilçelerinin yanısıra Adapazarı (Sakarya), Yalova, ve Istanbul'u (Avcilar) vurdu..
Can kaybı resmi rakkamlara göre 15 bin civarında..Ama çoğu kişinin tahmini ise 30 bin kadar.. Yaralı sayısı ise 34.000.
İstanbul'da, resmi kayıtlara girmemiş, az ve orta hasarlı, sonraki depremlerde dayanmayacak durumda binlerce ev var..
Ardından bir takım "artçı" depremler geldi.. Ve, 12 Kasım 1999 akşamı da Bolu-Düzce 7.2 şiddetinde bir depremle yıkıldı. 800 küsur ölü, 5 bin küsur yaralı ve dokuzyüz küsur yıkık ev var..
Hemen dini siyasete alet eden yobaz islamcılar ortaya çıktılar.. Bu depremin Allah'tan (varsa eğer) gelen bir ceza olduğunu iddia ettiler.. Hatta bu konuda bir kitap bile bastırıp dağıttılar. (Sonra da kendilerine göre Allah'tan ceza görenlere güya yardımcı olmak için kendi partilerinin ve kuruluşlarının reklamını yaparak bir "yardım kampanyası" açtılar.. Bu suretle, Allah'ın-varsa eğer- ceza verdiklerine yardımcı olarak Allah'a-varsa eğer- karşı gelmiş olmuyorlar mı?)
2000 yılının Şubat ayında, Nakşibendi tarikatının İsmail Ağa grubundan "Cübbeli Ahmet Hoca" adlı bir islam hocasının yaptığı konuşmalar TV ve yazılı basında yer aldı. Bu islamiyet hocası, "Deprem faydan oldu diyenler şeytandır.." diyerek, kendisinin ve temsil ettiği dinin ne denli bilimdışı olduğunu kanıtladı. Kaldı ki, "zina edenlerin taşlanarak öldürülmesini" isteyen bu İslam hocası, aynı zamanda "Başı açık gezen erkeklerin müslüman sayılmayacağını" da söylüyor.
Yine konumuza dönelim ve 1987-1998 yılları arasında
müslüman ülkelerde olan büyük depremleri hatırlayalım:
Ülke | Tarih | Ölü Sayısı |
Türkiye | 17.08.1999 | 15.000-30.000 |
Türkiye | 27.06.1998 | 108 |
Endonezya | 12.12.1992 | 2.000 |
Afganistan | 1.2.1991 | 1.500 |
Afganistan | 4.2.1998 | 3.500 |
Afganistan | 30.5.1998 | +3.000 |
Iran | 21.6.1990 | 40.000 |
Iran | 28.2.1997 | 1.100 |
Iran | 10.5.1997 | 2.000 |
MIsIr | 12.10.1992 | 552 |
Cezayir | 18.8.1994 | 171 |
Türkiye | 13.3.1992 | 653 |
Halbuki, ne diyor Muhammed'in hazırlamış olduğu ama Allah'tan-varsa eğer- geldiğini iddia ettiği kitabı Kur'an:
Enbiya/21:31. Onları sarsmasın diye yeryüzünde bir takım dağlar diktik. Orada geniş geniş yollar açtık; ta ki maksatlarına ulaşsınlar.
Nahl/16:15. Sizi sarsmaması için yeryüzünde sağlam dağları, yolunuzu bulmanız için de ırmaklarI ve yolları yarattı.
Lokman/31:10. O, gökleri görebildiginiz bir direk olmaksIzIn yarattı, sizi sarsmasın diye yere de ulu dağlar koydu ve orada her çeşit canlıyı yaydı. Biz gökyüzünden su indirip, orada her faydalı nebattan çift çift bitirdik.
Demekki, dağları depremi önlesin, yer sarsılmasın diye yarattığını iddia eden meğerse doğru söylemiyormuş. Dağlara rağmen hâlâ müslüman ülkelerde de yer sarsılıyor, deprem oluyor ve müslümanlar ölüyor.. Hem de Türkiye'deki yobazların iddia ettiği gibi, sadece türbanla devlet daireleri ve okullara girmeyi yasaklayan, Musevi ülke ile ekonomik ve askeri anlaşmalar yapan, salonlarında çalgılı-sözlü düğün dernek toplantı yapılan, kadınları kısa kollu başları açık gezen Türkiye'de değil; kısa kollu ve başı açık kadınların sokağa çıkmasını bile yasaklayan, Musevi ve diğer gayrimüslüm insanları "kafir olarak adlandıran, Islam şeriatının en katı olarak uygulandığı ülkelerde de "dağları yaratan"ın yarattığı dağlar, depreme mani olamıyor, bu şeriatçı ülkelerde olan depremlerle binlerce kişi ölüyor..
Dinci yobazlar, depremin bir "ceza" olduğunu söylerlerken, bu cezaya neden dine inanan, halk deyimiyle "namazında, niyazında" olan kişilerin de "çarptırıldığını" düşünmüyorlar? Inandıkları Allah-varsa eğer-, suçlu ile suçsuzu ayıramayacak kadar beceriksiz mi yoksa?
12 Kasım 1999 Düzce depremi'nden birkaç
görüntüye bakalım.. Aşağıda, yıkılan iki cami görüyorsunuz. Deprem, dinci
yobazlara göre bir "ceza" olduğundan ve "fesat yuvaları"nı vurduğundan
çıkacak sonuç; camilerin fesat yuvası olduğu mudur?
Depremde hasar gören İstanbul camilerinin durumunu öğrenmek için buraya tıklayınız |
İkinci resimdeki
yıkılan camide, Mehmet Ali Başer adındaki bir vatandaş hayatını kaybetti..
Iki vatandaş da ağır yaralandı. Kocaeli depreminde Düzce Merkez Büyük Camii'nin
minaresi
yıkılmıştı. Düzce depreminde de duvarları yıkıldı. Kombassan'ın yaptırdığı
mescit de yıkıldı.. Kocaeli, Adapazarı, Gölcük'te de bir çok cami yıkıldı
depremde.. Deprem, Allah'ın-varsa eğer- bir cezası ise, bu yıkılan camilere
ve ölen dindarlara ne oluyor?
Yine 7,2 şiddetindeki Düzce depreminde, 40 kişinin katıldığı bir mevlit okunmakta olan beş katlı bir bina çöktü.. Sadece iki kişi kurtuldu.. Otuzsekiz kişi hayatını kaybetti.. Ne yaparlarken? Mevlid dinlerlerken.. Dinci yobazların mantığına göre, camiler "ceza" olarak yıkılıyor, dindarlar "ceza" olarak ölüyorlar.. Ne cezası? Kime ceza?
|
15.12.2000 akşamı Akşehir’de olan 5.8’lik depremle yıkılan minare, camide Teravih namazı kılmakta olan 250 kişiden beşinin ölümüne neden oldu.
Bu arada tarihteki bir başka depremden, 1755 yılında Portekiz'de Lizbon Depremi'nden bir örnek verecek olursak, bu depremde kiliseler ve katedraller de yıkılmış, şehir neredeyse dümdüz olmuş, ama birtek Genelev ayakta kalmıştı. Depremin Tanrı'nın bir cezası olduğunu düşünen geri kafalılar da bu durumu görünce söyleyecek söz bulamamışlardı. (Cumhuriyet Pazar Dergisi, 12.11.2000)
26.12.2003 günü islami şeriatla yönetilen ülkelerden birisi olan Iran'ın Bam kentinde meydana gelen 6,6 şiddetindeki 12 saniye süren deprem en az 25.000 kişinin ölümüne neden oldu.
08.10.2005 sabahı islami şeriatla yönetilen Pakistan'ın dağlık Keşmir bölgesinde meydana gelen 7,6 şiddetindeki depremde onbinlerce kişi öldü. Güya bilimsel bir kitap olduğu iddia edilen Kuran'da "Enbiya/21/31. Yeryuzune, insanlar sarsilmasin diye sabit daglar yerlestirdik; rahat gidebilsinler diye aralarinda genis yollar varettik." - "Nahl/16/15-6. Yeryuzunde, sarsilmayasiniz diye, sabit daglar, nehirler ve belki yolunuzu bulursunuz diye yollar ve isaretler meydana getirmistir. Onlar yildizlarla da yollarini bulurlar." - "Lokman/31/10. Allah gokleri gordugunuz gibi direksiz yaratmis, sizi sallar diye yeryuzune sabit daglar koymus; orada her turlu canliyi yaymistir. Gokten su indirip orada her hos ciftten yetistirmisizdir." diyerek dağların depremlerin önlemesi için Allah tarafından yaratıldığını yazmaktadır, ama nedense dağlık bir coğrafyada onbinlerce kişiyi öldüren depremler olmaktadır.
Depremler, "ceza" değildir. Deprem, doğal bir olaydır. Sebebi bellidir, ne zaman olacağı yaklaşık bellidir, dünyanın nerelerinde deprem olacağı bellidir. Akıllı insanlar, depremden yıkılmayacak, can kaybına neden olmayacak sağlamlıkta ve yerlerde binalar yaparlar.
Unutmayalım ki, Islamiyeti hayat tarzı olarak benimsemiş, Islam şeriatına göre yönetilen ülkelerin neredeyse tamamı dünyanın en geri kalmış ülkeleridir.
Bugün yeryüzünde iyi örnek alınacak bir tek islam ülkesi bile bulunmamaktadır.
Buna karşılık, Tayvan, Meksika ve ABD gibi gayrimüslüm topraklarda olan depremler ise, oradaki insanlara bir zarar veremiyor..
Londra, Paris, Newyork, Moskova, Oslo, Stockholm, Berlin, Kopenhag, Amsterdam gibi, şeriatçı ülkelerde yapılması külliyen yasak hayat tarzının ve özgürlüklerin var olduğu topraklara ise deprem hiç mi hiç uğramıyor! Domuz eti yemek bunlarda, içki içmek bunlarda, cinsel özgürlük bunlarda, demokrasi bunlarda, laiklik bunlarda.. Ama, Allah-varsa eğer-, bu milletleri, cezalandırmak için deprem göndermiyor! Demek ki, Allah-varsa eğer-, gayrimüslümleri, müslümanlardan daha çok seviyor!
Demek ki, ya Muhammed doğruyu bilmiyor, ya da Muhammedi kandırılmış(!), kandıran varsa eğer..
Ya da, "dağları yaratan", yeterince iyi yaratamamış, defolu iş yapmış ki, o dağlara rağmen depremler oluyor!
İşte, bilimsel oldugu iddia edilen ve yeryüzünün en cahil toplumlarının "kutsal" kabul ettiği kitabın durumu bu...
En iyisi, müslümanlar, müslümanligi biraksin, da Allah baba-varsa eger- onlara deprem yollayamasin.. Yollasa bile zarar veremesin..
Abuk subuk konuşan yobazlara
karşı, onların mantığına uygun cevap tarzı işte bu!..
(Bu sayfa 13.11.2000 tarihinde güncellendi)
İslamiyet Ve Şiddet
Kuran ayetlerinden
Bilimdışı ayetler
Hadislerden
Islamiyet
Gerçekleri Anasayfası
İslamiyet Gerçekleri (yedek link)