HİZBULLAH'IN CİNAYETLERİ ÜZERİNE MİLLİYET GAZETESİ'NDEN DERLENEN HABERLER
Milliyet 20.01.2000
Nihat Altıntaş, İsmail Polat, Aslı Öktener, Şakir Aydın, Seçkin Şenvardar

İnsan kasapları

Hizbullah'ın inanılmaz vahşeti. Üsküdar'daki korku evine yapılan baskında evin bahçesinden kafalarına çivi çakılmış, bacakları kesilmiş ve telle boğulmuş çıplak on ceset çıkarıldı. Cesetlerin kayıp işadamlarına ait olduğu belirtildi.

Lider kadrosunun ele geçirilmesiyle büyük darbe yiyen şeriatçı terör örgütü Hizbullah'ın, eşi görülmemiş bir "toplu mezar" vahşetine giriştiği de ortaya çıktı. Üsküdar'da dün operasyon düzenlenen yeni hücre evinde dehşet tablosuyla karşılaşıldı. Evin kazılan her köşesinden toprağa gömülmüş çıplak cesetler çıktı. Elleri ve ayakları bağlı olan ve cenin pozisoyununda gömülen on cesedin İstanbul'da kaçırılan işadamlarına ait olabileceği bildirildi. Ele geçirilen iki Hizbullahçının itiraflarıyla derinleştirilen ve toplu mezar tespitine kadar uzanan operasyonlar, terör örgütünün müstakil evleri tercih ettiğini de ortaya koydu.

Kavacık'ta Hizbullah lideri Hüseyin Velioğlu'nun ölü, Marmara bölge sorumlusu Edip Gümüş ile askeri kanat sorumlusu Cemal Tutar'ın sağ yakalanmasının ardından polis, örgütün diğer hücre evleri için operasyonları sürdürüyor. Gümüş'ün sorgusu, yer göstermesi ve ele geçirilen belgelerin incelenmesi sonucu Üsküdar Hasippaşa Caddesi 2. Çıkmaz Sokak 26 numaradaki gecekondu, dün sabah 03.30 sıralarında Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından ablukaya alındı.

Kazdıkça ceset çıktı

Kimsenin yaklaşmasına izin verilmeyen gecekonduyu didik didik arayan polis, daha sonra belediyeden gelen beş işçiyle birlikte önce kömürlüğü kazmaya başladı. İstanbul Emniyet Müdürü Hasan Özdemir cesetlerin üzerinde patlayıcılı tuzaklar olabileceği uyarısında bulundu. Saat 10.30 sıralarında kömürlükte yapılan kazıda, toprağın bir metre altında elleri ve ayakları bağlı vaziyette gömülmüş sekiz ceset bulundu. Ağır bir kokunun yayıldığı ve görevlilerin, maske takarak girebildiği evin penceresinin dibinde de aynı şekilde gömülmüş bir ceset bulundu. Bu gelişme üzerine evin içi ve dışındaki her köşe kazılmaya başlandı. Evin ön taraftaki çiçekliğin yanındaki betonun altından da bir ceset çıkarıldı. Dozer ve iş makinalarının da katıldı. Cesetler ambulanslarla Adli Tıp Kurumu'na kaldırıldı.

Sorgulayıp öldürdüler

Kayıp işadamlarına ait olduğu belirtilen cesetlerin, elleri göğüs hizasında ve ayakları bağlandıktan sonra iple boğularak öldürüldükleri anlaşıldı. Üzerleri toprak, taş ve betonla örtülen cesetlerin çürümeye başladığı belirtildi. Boyunlarında boğuldukları ipler dahi duran ve cenin pozisyonunda gömülen cesetlerin, örgüt tarafından kaçırılan ve sorgulandıktan sonra öldürülen kişilere ait oldukları açıklandı.

Eylül ayında kiraladılar

Cesetlerin bulunduğu yeni hücre evinin Vanlı oldukları belirtilen iki çocuklu bir ailenin, 17 Eylül 1999'da İETT emeklisi Ziyaettin Yeri'den kiralandığı öğrenildi. Yeri'nin ifadesi sonucu evi tutan kişinin Edip Gümüş olduğu belirlendi. Kadının kara çarşaflı olduğunu ve kocasının da kıskanç bir kişi görünümü verdiğini belirten mahalle sakinleri, "Geldikleri ilk günlerden itibaren zaman zaman kömürlüğün bulunduğu bölümden evin girişine kadar çarşaf geriyordu. Eşini kıskandığını düşünerek pek bakmıyorduk" dediler. Kıskanç koca imajını veren katillerin, bu çarşafla cesetlerin gömülmesini kamufle ettikleri ortaya çıkarıldı. Katillerin, Kavacık'ta düzenlenen operasyon gecesi evi boşaltıkları öğrenildi.  Kaçırılan kişileri sorgulayıp öldürdükten sonra gömmek amacıyla kiralanan gecekonduya dün Edip Gümüş de kar maskeli olarak getirildi. Tatbikat amacıyla bir süre evin içinde tutulan Gümüş, daha sonra ekip otosuyla şubeye götürüldü.

Kuyu da inceleniyor

Üsküdar Cumhuriyet Savcısı Şeref Tüzün, içeride başka ceset olmadığını söyledi. Cesetlerin hepsinin erkek olduğunu kaydeden Tüzün, cesetlerin nasıl gömüldüğüne ilişkin soruya, "Dokuz kişi nasıl gömülürse öyle gömülmüş" karşılığını verdi. Tüzün, evden ayrıldıktan sonra bir ceset daha bulunması üzerine geri döndü.  Gecekondunun arka bahçesindeki tulumba, Üsküdar Belediyesi'ne bağlı ekiplerce kompresör aracılığıyla kırıldı. Kuyudaki suyun çekileceği ve kuyunun içerisinde de ceset olup olmadığına ilişkin inceleme yapılacağı bildirildi.

Kafasına çivi çaktılar

Çıkarılan cesetlerden birinin kafatasında beton çivisi bulunduğu, bazı cesetlerin de kol ve bacaklarının kırıldığı ve kesildiği, maktüllerin işkenceye maruz kaldıkları öğrenildi. Gecekondunun bahçesinde ve çevresinde başka cesetler olma ihtimaline karşın, bir kepçe yardımıyla kazı yapıldı. Cesetlerin çıkarıldığı yerler de, mikrop yayılmaması amacıyla görevliler tarafından kireçlendi.

Kuriş'in sorgu kasetleri çıktı

Nihat Altıntaş, Şakir Aydın İstanbul Hizbullah'ın lider kadrosunun çökertildiği operasyonda ele geçirilen malzemeler arasında İslamcı yazar Konca Kuriş ve Malki cinayeti davası sanığı Mehmet Sümbül'ün sorgulandığı video kasetler bulundu. Kasetteki görüntülerde sorgu çekimleri tespit edildi. Hizbullah'ın Marmara bölge sorumlusu Edip Gümüş ile askeri kanat sorumlusu Cemal Tutar'ın sorgusu Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nde oluşturulan özel ekip tarafından yapılıyor. Ele geçirilen mazlemelerin tamamının incelenmesinin birkaç ayı bulacağını belirten üst düzey bir emniyet yetkilisi, "Evrakla bazı kasetler imha edilmek istenmiş. Bu yüzden bunların durumları Kriminal Laboratuvar'da iyileştirilmeye çalışılıyor" dedi.  Parçalanmak istenen video kasetlerinin incelenmesi sonucu Kuriş ve Sümbül'ün sorgu görüntülerinin ele geçirildiğini belirten yetkililer, bu çekimlerin son derece lüks döşenmiş bir odada yapıldığını ifade ettiler.

Suçu: İslamiyet'e kötü reklam

Örgütün sorgu kasetlerinde, teröristlerin, Kuriş'e İslamiyet'le ilgili kötü yönde reklam yaptığını söyledikleri bildirildi. Edip Gümüş'ün gece geç saatlere kadar süren sorgusunda, cesetlerin gömüldüğü evin adresini verdiğini ve burayı kendisinin kiraladığını itiraf ettiği kaydedildi. 21 cinayetten sorumlu tutulan Tutar'ın ise, sorguda samimi hava sergilemediği, ele geçirilen şifreli mesajların Gümüş tarafından hazırlandığı, militan kadroyla bu şekilde haberleştikleri ileri sürüldü. Yaklaşık 2 bin merminin kullanıldığı belirtilen operasyonda ele geçirilen dokümanların incelenmesi sonucu elde edilen bilgiler doğrultusunda, Adıyaman, Batman, Gaziantep ve Diyarbakır'da da bazı adreslere operasyon düzenlendiği bildirildi.

Mahalleliye et de dağıtmışlar

Korku ve vahşetin evini iki çocuklu ve kendilerini depremzede olarak tanıtan bir ailenin kiraladığı ortaya çıktı. Hizbullahçı vahşiler, mahalleliye et de dağıtmışlar

Vahşet gündelik hayatın ortasında daha da büyüyor. Karşı evdeki yaşlı kadınların pencere kenarında çay içerken seyrettikleri, içinde iki çocuklu bir karı - kocayla bir kayınbiraderin yaşadığı evin ardiyesinden çürümüş cesetler ardıardına çıkıyor. Maskeli görevliler ceset sayısını parmak işaretiyle bildiriyor. Üç gün önce Kavacık'taki operasyonda yakalanan Hizbullah militanının verdiği ifadeler doğrultusunda Beylerbeyi, Kirazlıtepe'deki bir evde arama yapan polis bir vahşeti ortaya çıkardı. Bir süre önce esrarengiz biçimde peşpeşe kaybolan Zehra Vakfı üyesi işadamlarına ait olduğu sanılan cesetler Kirazlıtepe Hasippaşa Mevkii 2. Çıkmaz'daki 26 numaralı tek katlı evde üzerlerine beton dökülmüş halde bulundu.

Elle, telle, poşetle boğdular

Betonu kıran görevlilerden Hüseyin Kefal, korkunç manzarayı anlatıyor: "İlk ikisi başlarına poşet geçirilerek boğulmuş. Diğerleri elle ya da telle. Beşi altta yatıyor, dördü onların üstünde. İkisi yatar vaziyette, yedisi cenin şeklinde. Cesetler çırılçıplak ve çürümüş." Battaniyelerle taşınan poşet içindeki cesetler ambulansa yığılırken ortalığa şiddetli bir ceset kokusu yayılıyor. Kaybolan işadamlarından İzzet Yıldırım'ın kardeşi Cesim Yıldırım, kendisine teşhisin burada yapılmayacağı söylendiği için olay yerini terk ederken, polisler arasında Hizbullah militanlarının verdikleri ifadeler doğrultusunda İstanbul Şile'de ve Güneydoğu'da da benzeri operasyonlar yapılacağı ve İslamcı feminist Konca Kuriş'in kısa zamanda bulunmasının olası olduğu konuşuluyor. Ancak, Hasippaşa Mevkii'ndeki evden sadece erkek cesedi çıkıyor. Mahalle muhtarı Turan Bekgöz'ün anlattığına göre, ev dört ay önce İETT emeklisi mal sahibinden kendilerini depremzede olarak tanıtan iki çocuklu bir karı kocaya kiralanmış.

Vahşetin ortaya çıktığı evin karşısında oturan Ali Erdemir ve kızları Hatice Gübüroğlu, Hizbullah militanlarından kadın olanın kendilerine çaya geldiğini, perdelerini her zaman sımsıkı kapamasının nedeninin kocasının kıskançlığı olduğunu söylediğini belirtiyor. Kendilerini depremzede olarak tanıtan aile bir keresinde mahalleliye kamyonla erzak, bir keresinde de adak kurban eti dağıtmış. Mahallelinin anlattıklarına göre, zaman zaman minibüsle kalabalık grupların geldiği, zaman zaman bakkaldan 20 ekmek alınan Hizbullah'ın hücre evindeki ikinci erkek kayınbirader olarak tanıtılmış. Erkekler sabah yedide çıkıp akşama doğru eve geliyormuş. Hizbullah militanı aile Kavacık operasyonundan sonra evi terk etmiş. Yetkililer, ardiyedeki beton zeminin altından çıkan cesetlerin yaklaşık 15 günlük olduğunu belirtirken, İstanbul Emniyet Müdürü Hasan Özdemir, operasyonu denetlemek için saat 13.30'da olay yerine geliyor. Hava kararmaya başlarken Hasippaşa Mevkii 2. Çıkmaz Sokak'ın sakinlerinin dizleri bahçeyi altüst eden dozerin sarsıntısından değil, gündelik hayatlarının iki metre altından fışkıran vahşetten titriyor.

Evden 100 kişilik liste çıktı

Beykoz'da önceki gün baskın yapılan villadaki aramada, aralarında dolar ve markın da yer aldığı bir bölümü "sahte" yabancı para, disketler, kaçırılan işadamlarına ait belgelerle fotoğraflar ele geçirildi. Lüks döşenen villada, son teknolojiyle üretilen bir buzdolabı ve bilgisayarlar da bulundu. Uzmanlar evdeki bir diskete, örgütün yeni eylem listesinin yüklendiğini belirlediler. Listede, kayıp 11 işadamını da içeren yüz kişilik "kaçırılacak insan" listesi saptandı. Listede yer alanların, Kürt kesiminde etkinliği olan kişiler arasından seçildiği belirlendi.

Velioğlu vasiyetname aldı

Evde ele geçen belgelerden, Zehra Vakfı Başkanı İzzettin Yıldırım'ın öldürülen örgüt lideri Hüseyin Velioğlu ve Cemal Tutal tarafından sorgulandığı anlaşıldı. Yıldırım'ın, sorguda "Sizin yolunuz yanlış. Beraber olmayı kabul etmiyorum" diyen Yıldırım'a vasiyetname yazdırdığı da anlaşıldı. Zorla alınan vasiyetnamede, Yıldırım'ın borçlu gösterildiği isimler sıralandı.

Öte yandan villa operasyonuyla ilgili soruşturmayı yürüten Beykoz Cumhuriyet Savcısı Ömer Faruk Gamzeli, olayın yasadışı örgüt bağlantılı olması nedeniyle görevsizlik kararı verdi. Bu karar üzerine dosya İstanbul DGM Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderildi.

Sindirmek için kaçırdılar

Ankara'daki terör uzmanları, Hizbullah'ın İslami çevrelerde "bir numara" olmak, diğer cemaat ve tarikatlara gözdağı vermek amacıyla işadamlarını kaçırdığını belirttiler. Lüks hücre evindeki operasyonda sağ yakalanan iki örgüt yöneticisinin süren sorgulamaları sonucunda örgütün 2000 yılındaki stratejisi ve planları da ortaya çıkmaya başladı. Operasyonların sonucunu Milliyet'e değerlendiren polis yetkililerine göre, 1990'dan sonra Güneydoğu'da taban ve örgütlenme çalışmalarını bitiren ve "Cihad" aşamasına geçen örgüt, zayıf olduğu Batı bölgelerine geçerek yeni örgütlenme ve eylemlere yöneldi.

Milliyet'e konuşan İçişleri Bakanı Sadettin Tantan, "Yoğun silah yığınağı olduğuna göre aynı anda tüm Türkiye'de eylem yapacaklardı" dedi. Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü'nün hazırladığı son Hizbullah raporunda örgütün uzak hedefleri üç ana başlık altında toplandı:

* Halkın devlete karşı gösteriler şeklinde harekete geçmesi.
* Milyonlarca kişiden oluşturulacak Muhammed Ordusu'nun fiili olarak  devletin güçlerine karşı herekete geçmesi.
 * Devlet kurumlarının işgali ve İslam devletinin resmen ilanı.

Operasyonun üçüncü gününde, kaçırılan isimlerin cesetlerinin bulunması örgütün yeni yapılanmasını ortaya koydu. Emniyet çevreleri, arka arkaya yapılan Hizbullah toplantılarının ardından yaptıkları değerlendirmede, örgütün İslami çevrelerde "bir numara" ve "söz sahibi olmak" amacını taşıdığına dikkat çekti.

Güneydoğu'da başladığı silahlı eylemleri Batı bölgelerine taşıyan Hüseyin Velioğlu önderliğindeki İlim grubunun, daha önce kendi içindeki Menzil ve Vahdet gruplarını tasfiye ettiğini anımsatan emniyet çevreleri şu değerlendirmeyi yaptılar:

"İran kaynaklı dini yapılanma içinde olan örgüt önce kendi içindeki farklı sesleri tasfiye etmeyi başardı. Velioğlu, bu sırada sık sık İran'a ve Kuzey Irak'a gitti. Bu gidişlerinde özellikle Kuzey Irak'taki İslami çevrelerin desteğini aldı.1999'da yaptığı 'cihad' ilanının ardından 2000'de özellikle Batı bölgelerinde söz sahibi olmak istedi. Bu amaçla öncelikle İstanbul'u hedef seçti. Bunun iki nedeni vardı, hem saklanması çok kolaydı, hem de finans çevreleriyle içiçe olan İslami çevrelere mesaj vermesi kolay olacaktı."

Velioğlu'nun altı hafta önce İstanbul'a geldiğini anımsatan bir yetkili şunları söyledi:

"Kaçırmalar bu süreçten sonra artış gösterdi. Bu da bizi Velioğlu'na yöneltti. Çünkü, örgütteki aşırı hiyerarşik yapıda hiç kimse Velioğlu'nun emri olmadan eylem yapamaz. Hedef olarak seçilen Nur cemaatinin önde gelen isimleri İstanbul'un aktif finans çevrelerinin içinde olan insanlar. Bu durumda yapılacak hareketler hem parayla kuvvetlenen Nur cemaatine hem de diğer cemaatlere mesaj ulaştırıp sindirmekti. Örgüt kaçırma eylemleriyle bunu başarmıştır."

Aynı yetkili, "Örgüt bunun yanı sıra kaçırdığı kişilerle Kürt gruplarına da mesaj verdi. Çünkü, bu kişiler Nur cemaatinin içinde Kürt kimliğini öne çıkartan kişilerdi ve sembol olmuşlardı. Örgüt bir taşla birkaç kuş vurmak istedi" dedi.

Hizbullah nedir | Iran ve Hizbullah | Cumhuriyet'ten | Hürriyet'ten | Basın'dan Hizbullah haberleri  |  İslamiyet Gerçekleri
 

Free Web Hosting