Fikri temelde Mısır'daki Müslüman Kardeşler Örgütü'nün hareket tarzının etkisi de büyük ölçüde hissedilmektedir
İran modeliyle örgütlenme
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hüseyin Velioğlu' nun bölgede güç oluşturmak amacıyla silahlı mücadele başlatılması ve diğer grupların tabanlarına hâkim olma görüşleri karşısında, Menzil grubu ileri gelenleri; henüz tebliğ aşamasının tamamlanmadığını, silahlı faaliyet yürütecek altyapıya sahip olmadıkları ve tabana yönelik çalışmalarını olgunlaştırmadıklarını ileri sürmüşlerdir. Ayrıca PKK terör örgütü gibi kendilerinden daha güçlü ve silahlı bir örgüte yönelik olarak eylemlere girişilmesinin, örgütlerine büyük darbe vuracağı gibi nedenlerle silahlı mücadeleye geçilemeyeceğini savunmuşlardır.
Menzil grubunun bu tavrı almasındaki en büyük etkenin, gruplarının henüz silahlı mücadeleyi gerçekleştirecek halk tabanı, bilgi ve donanıma sahip olmamasından kaynaklandığı düşünülmektedir.
1987 yılından itibaren belirginleşen ayrışmayı önlemek üzere gruplar arası zaman zaman görüşmeler olmuşsa da birleşme sağlanamamıştır. Bu dönemde keskinleşen fikir ayrılıkları bağlamında grup liderleri kendi bünyelerinde çalışmalarına yoğunluk kazandırmışlardır. Gruplar arasında İran modelini benimseme ve Kürtçülük konusunda belirgin fikir ayrılıkları olduğu görülmüştür.
İlim grubunda, İran ve Humeyni devrimi, takip edilecek stratejide bir model olarak benimsenmesine rağmen, fikri temelde Mısır'daki Müslüman Kardeşler Örgütü'nün hareket tarzının etkisi de büyük ölçüde hissedilmektedir. Menzil grubu ise ideoloji ve fikir yönünden İran örneğine çok daha yakın bir çizgidedir.
Menzil grubu, İran'a olan bakış açılarında mezhep farkının önemli olmadığı (en azından belli bir ortak noktada birleşilebileceği) tezini savunmakta, Humeyni ve İran'ın önde gelen diğer dini liderlerini birer önder olarak benimsemektedir. İlim grubu ise mezhep farklılığını önemli bir faktör olarak görmekte ve değerlendirmelerini buna göre yapmaktadır.
İlim örgütünün, yapılanma ve eylem stratejileri göz önüne alındığında, daha sistematik ve organik bir terör örgütlenmesine sahip olduğu görülmektedir. Sahip olduğu konumun Menzil grubuna oranla daha kuvvetli olduğunu düşünen İlim grubu, kendisini Hizbullah adı ile lanse edip, Menzil'i tasfiye etme ve bölgedeki potansiyel tabanın merkezine oturma düşüncesindedir. Bu düşünce çerçevesinde mensuplarına ''İlim grubu'' tanımını kullanmayı yasaklamış ve kendilerini Hizbullah olarak tanıtmaya özen göstermişlerdir.
İlim ve Menzil grupları arasında yaşanan çatışma Hüseyin Velioğlu'nun liderliğinde faaliyet gösteren ve kamuoyuna PKK terör örgütü ile sürdürdüğü çatışmalarla adını duyuran İlim grubunun, yöredeki etkinliğini arttırmak ve tabanını genişletmek amacıyla diğer dini gruplara yönelik olarak da çeşitli baskı ve şiddet eylemlerine yöneldiği görülmüştür.
İlim grubunun bu yöndeki faaliyetleri meyanında; taban genişletme ve fikir bakımından kendisine engel olarak gördüğü ve belirli bir dönem müşterek faaliyet yürüttükleri, fakat zamanla meydana gelen ayrışmalar neticesi, fikir yönünden İran örneğine daha yakın bir çizgide yer alan Menzil grubuna yönelik sürdürdüğü baskıların, 1993 yılından itibaren silahlı eylemlere dönüştüğü görülmüştür.
Öncelikle tehdit ve baskı yoluyla Menzil grubunun tabanını sindirmeye ve kendi yanında yer almaya zorlayan İlim grubu, bunda başarılı olamayınca sallama tabir edilen büyük bıçaklar ve ateşli silahlarla Menzil grubu tarafından İlimcilere yönelik olarak sürdürülen menfi yöndeki propagandalar daha da artarak çatışmanın büyümesine zemin hazırlamıştır.
Birçok kişinin öldüğü ve yaralandığı bu çatışmalarda, İlim grubunun tek taraflı olarak silahlı eylemlere girişmesi, strateji olarak ilk zamanlarda silahlı eylemlere girmeyi uygun bulmayan Menzil grubunun büyük oranda prestij ve güç kaybına neden olmuş, hatta bazı okullarda faaliyetlerinin tamamen durması ile neticelenmiştir.
İlim grubu tarafından kendilerine yönelik gerçekleştirilen eylemler nedeni ile tabanını kaybetme kaygısına kapılan Menzil grubunun ileri gelen isimleri, bu çatışmaya son vermek amacıyla İlim grubu çevreleri ile irtibata geçmek ve bir anlaşma zemini oluşturmak için çeşitli girişimlerde bulunmalarına rağmen, herhangi bir netice elde edememişlerdir.
Söz konusu çatışmadan olumsuz yönde etkilenen Menzil grubuna ait çevrelerce,
İlim grubuna yönelik olarak silahlı eylemlere girişilmesi yönünde örgüt
kararı alınması için örgüt üst düzeyine yoğun şekilde baskı yapılması sonucu,
örgüt üst düzey yetkililerinin de bu yönde aldığı kararla 1993 yılının
ikinci yarısından itibaren İlim grubuna yönelik silahlı saldırı eylemlerine
başlanıldığı görülmüştür. 1994 yılında Diyarbakır, Mardin ve Batman gibi
illerimizde
gruplara yönelik olarak gerçekleştirilen başarılı operasyonlar neticesi,
bu illerimizde faaliyet gösteren örgüt mensuplarının Adıyaman, Adana, Ş.Urfa,
Muş, Bingöl ve Van gibi çevre illerle, metropol illerimize kaydıkları,
bu meyanda Hizbullah Menzil grubu lideri Fidan Güngör' ün de İstanbul iline
gittiği öğrenilmiştir.
Menzil grubu cemaatinin dini lideri Molla Mensur Güzelsoy 'un da 15 Ocak 1996'da İran'da ölmesinden sonra yeni lider arayışına girilmiştir. Yapılan çalışmalar sonucu Hatay/Dörtyol'dan Molla Zekeriya Ay , örgütün Menzil grubu liderliğine getirilmiştir.
Örgütsel yapı özellikleri
Hizbullah terör örgütünün örgütsel yapı özelliklerini aşağıdaki başlıklar altında incelemek mümkündür:
a. Hiyerarşi: Katı bir disiplin ve emir komuta zinciri mevcuttur. Örgüt genel emiri (genel başkan), hemen her şeyi belirleyen kişidir. Ondan sonra Şûra (Yürütme Kurulu/ Merkez Karar Kurulu) gelmektedir. Şûra üyeleri genelde Tebliğ, İçtimai, Askeri ve İstihbarat diye ayrılan dört ana kolun sorumlularından oluşmaktadır.
b. Gizlilik : İl ve ilçelerde hücreler şeklinde örgütlenen Hizbullah; aile, aşiret, okul, cemaat, tarikat ve arkadaş ilişkisi gibi feodal ilişkilerden yararlanmaktadır. Elemanların birbirleriyle tanışma yerleri, genelde cami, mescit gibi dini mekânlar olup; aile-akrabalık-iş bağları da örgütlenmeye zemin hazırlamaktadır.
c. İrtibat ve eğitim: Örgüte sempatisi ve eğilimi olan kimselerin çalıştıkları yerler, irtibat noktaları olarak kullanılmaktadır. Genelde mekânlar ya çayevi ya da kitabevi şeklinde seçilmektedir. Bunlar hem eğitim hem de buluşma yeri olmasının yanı sıra örgüt mensuplarına ticari gelir getiren mekânlardır.
d. Örgüt evi: Eylem planlama ve örgüt üyelerini barındırma amacıyla kiralanmaktadır. Sempatizanlar, gerçek kimlikleriyle kendi adlarına kiraladıkları bu evleri, örgüt elemanlarına teslim etmekte, kirayı ise örgüt ödemektedir. Komşuları rahatsız etmemek ve dikkati çekmemek için bağnaz dini bir yaşantı sürdürülmemeye dikkat edilmektedir. Değişik yerleşim yerlerinden gelen sempatizan veya militanlar da bu evlerde kalabilmektedir.
e. Sığınak: Örgüt düşmanlarının veya aleyhteki insanların kaçırılarak saklandığı son derece gizli mekânlardır. Genelde hücre evleri veya cami zeminindeki toprağın kazılması sonucunda yapılan bu sığınaklarda; kaçırılan kişiler uzun müddet zincirlere vurulup saklanmakta, gerekli sorgulamalar yapılmaktadır. Sığınaklar, ilk kez Diyarbakır Silvan ilçesine bağlı Hizbullah üssü sayılan Yolaç köyündeki bir caminin altında bulunarak kamuoyuna yansımıştır.
f. İşaret ve alamet: Hizbullah'ın belli bir sembolü veya bayrağı bulunmamakla beraber; yakalanan bazı Hizbullah militanlarının evlerinde ''yeşil zemin üzerine sarı renkle (Arapça yazılmış) Lailahe illallah ve Allahü'' kitabesinin bulunduğu görülmüştür.
g. Model : Çoğunlukla il ve ilçelerde bir sorumlu başkanlığında hücre örgütlenmesi söz konusudur. Sorumlu kişi; alt, üst ve yatay ilişkilerinin çok geniş olduğu çevredeki il ve ilçelerdeki örgüt mensuplarıyla eşgüdümlü hareket etmektedir.
Odak durumundaki bu sorumlular; örgütsel istihbarat, eğitim ve eylem gibi faaliyetleri birlikte yürütebilmekte, hatta doğrudan doğruya silahlı eylem yapabilmektedirler.
Örgüt; üst düzey elemanları dahil, orta dereceli okul öğrencileri arasında faaliyet göstermeye ağırlık vermektedir.
Eylem yapmak üzere başka alan veya bölgeden getirilen kişi, eylemin
gerçekleşeceği şehir veya mekândaki örgüt elemanlarınca tanınmamaktadır.
h. Sorgu: Yakalanıp poliste sorgusu yapılan Hizbullah terör örgütü mensuplarının,
ideolojik ve siyasi nedenlerle yalan söylemeyi kural haline getirdikleri,
sık sık ifade değiştirerek araştırmanın seyrini etkilemek suretiyle zaman
kazanma taktiği güttükleri gözlenmektedir. Teröristlerin bu konuda eğitim
aldıkları
tahmin edilmektedir. Örneğin, örgüt evinde yakalanan bir eleman, örgüt
üyeliğini reddedip hırsızlık için burada bulunduğunu rahatlıkla ve ısrarla
söyleyebilmektedir.
ı. İstihbarat: İzlenen veya hedef haline getirilen şahıs hakkında bilgi toplamanın kolaylığı, bölgenin feodal yapısı ile yerleşim birimlerinin küçük oluşundan kaynaklanmaktadır. Hizbullah terör örgütü, istihbarat faaliyetlerinde özellikle küçük çocukları kullanmaktadır.
İstihbarat faaliyeti kolay olmakla birlikte; çok yönlü araştırmalar yapılıp, bilgisayarlarda dosyalama gibi teknik inceliklere riayet edilmektedir.
j. Kod ismi: Örgüt mensuplarına, örgüt içindeki aktivitesine göre birkaç kod ismi verilebilmektedir. Bu kod ismi uygulamasında, diğer illegal örgütlerde görülen uygulamadan farklı olarak çapraz kod isim uygulaması görülmekle birlikte, örgütte alttan üste kimse kimseyi tanımamaktadır.
k. Üye: Örgüte kazandırılması hedeflenen kişilerin 12-20 yaş arasında ve bekâr olmalarına dikkat edilmektedir. Kişinin inancı, karakteri, ailesinin ideolojik görüşü ile herhangi bir İslamcı gruba mensup olup olmadığı gibi hususlar titizlikle araştırılıp bir üst sorumluya bildirilmektedir.
Örgütlenme şemasının, İran istihbarat servisine bağlı Pasdar (Devrim Muhafızları) ile büyük benzerlikler gösterdiği belirlenmiştir.
l. İfade-sorgu: ''Hizbullah terör örgütüne ilişkin bilgilere, yakalanan militanların ifadelerinden çok, ele geçirilen belge ve dokümanlardan yola çıkılarak ulaşmaya çalışılmaktadır. Çünkü, yakalanan militanları sorguda konuşturmak oldukça zor olmaktadır. Militanlar her türlü şiddete karşı direnç gösterebilecek şekilde eğitilmişlerdir.
m. Deşifrasyona önlem: Yakalanıp sorgulanan veya tutuklandıktan sonra salıverilen örgüt mensupları deşifre olduklarından, bu şahısların örgütle tüm bağları koparılarak birey olarak Hizbullahçı kalmaları sağlanmakta veya sorgulamaya tabi tutulmakta, verdiği ifadeler değerlendirildikten sonra örgüte kabul edilmesi yönünde karar alınmaktadır.
n. Haberleşme: Örgüt mensupları arasındaki haberleşmede kesinlikle kurye sistemi kullanılmakta; dinlenebilir/ gözlenebilir teknolojik cihazlar, elverdiğince kullanılmamaktadır.
o. Eylem-silah : Eylem, kural olarak, hücre mensubu mücahitler tarafından gerçekleştirilmektedir. Eylemde kullanılan silahlar örgüt elemanlarınca bireysel yollarla temin edildiğinden, değişik çap ve nitelikte olmaktadır. Silahların saklandığı güvenilir mekanlardan biri de cami ve mescitlerdir.
Kişiye zimmetli silah bulunmadığı gibi, aynı silahın sürekli aynı şahıs tarafından taşınması da söz konusu değildir. Silahlar ayrı ayrı olaylarda farklı kişilerce kullanılmaktadır.
Eylem türleri
Hizbullahçıların gerçekleştirdikleri eylem türlerini, 11 ana başlıkta toplamak mümkündür:
a) Silahlı saldırı, b) Kundaklama, c) Satırla vurma, d) Zincir ve kezzap kullanma, e) Adam kaçırma, f) Darp/dövme, g) Tehdit, h) Propaganda amaçlı eylemler, ı) Sorgulama, j) Yol kesip silahla tarama, k) İntihar eylemi.
Eylemlerin üstlenilmemesi
Normalde, asıl amacı şiddet ve terör yoluyla gücünü, etkinliğini gösterip propaganda yapmak olan Hizbullah terör örgütü mensuplarının, genellikle gerçekleştirilen eylemleri üstlenmedikleri ve propagandasını yapmadıkları gözlenmektedir.
Profesyonel eylem tarzı
İncelenen eylemlerin, gayet profesyonelce gerçekleştirildiği görülmektedir. Özellikle, şahıslara yönelik bireysel silahlı saldırılarda, son derece ustaca çalışan ''tetikçiler ve ölüm makineleri'' kullanıldığı görülmektedir.
Eylemler, genelde iki silahlı militan tarafından gerçekleştirilmekte, biri tetikçilik yaparken, diğeri çevreyi kollayan gözcü görevini üstlenmekle birlikte, gözcülük yapan da aynı anda hedefe ateş ederek tetikçi arkadaşının işini kolaylaştırmaktadır.
İlim grubunun yeni taktik ve teknikleri
Hizbullah İlim grubunun dinamik bir yönetici kadrosuna sahip olduğu
ve güvenlik güçlerinin örgüt hakkında neyi bilip neyi bilmediklerini güncel
olarak takip ettikleri, geçmiş dönemlerde tespit edilen hususlar arasında
yer almaktadır. Buna göre yeni taktik ve teknikler geliştiren örgütün son
zamanlarda yapılan
operasyonlarla büyük bir şaşkınlık içerisine düştüğü gözlenmektedir.
Yapılan operasyonlardan en az zayiatla kurtulabilmek için; örgüt için büyük bir propaganda ve taban kazanma alanı olan camilerde güvenlik güçlerince yapılan kontrol ve denetim çalışmalarına dönük yeni tedbirler almaya çalıştıkları ve bu amaçla istihbarat topladıkları, haberleşme ve örgüte verilen yazılı raporlarda yeni şifresel taktikleri sürekli güncelleştirerek geliştirdikleri bilinmektedir.
02.02.2000
| Hizbullah Nedir? | Islam ve şiddet | Islamiyet Gerçekleri |
İslamiyet Gerçekleri (yedek link)