Kebapçıya borçlu teröristle cihat
(Mehmet Faraç, Cumhuriyet Gazetesi ,23.01.2000)
Operasyonda ele geçirilen kasetlerin çözümlerinden, Vasat'ın, son dönemde Hizbullah örgütü ile ilişkisi belirlendi. İşsiz güçsüz, toplum içinde bir yere varamamış, karnını doyuracak kadar cebinde parası olmayan insanları şeriat devleti düşüyle kandırarak birer canavara dönüştürebilen örgütün kurbanlarından biri de Mehmet A. adlı kişiydi. Bu teröristin üzerinde çıkan yazı bir ibret belgesi: ''Yarabbi, inşallah borçlarımı ödemeden canımı almazsın. Yarabbi, kul hakkıyla yanına varmak istemiyorum. Senden tek istediğim, benim kendi yolunda şehit olmamı nasip eylemendir. Vereceğim kul hakları: ...kitapevi 3 milyon, ...kebap salonu 400 bin, Köylü Garajı yakınındaki dürümcüye 500 bin, ... kasabına 300 bin lira borcum var. ...tüm Hizbullahilerin İslam düzeni için, Allah'ın dini İslamı kurmak için mücadele eden tüm Müslüman kardeşlerime selam olsun...''
Güneydoğu'da güvenlik güçleri 15 yıldır Hizbullah'ın Menzilciler ve özellikle de İlimciler kanadıyla mücadele ederken, Güneydoğu'nun sanayi kenti olan ve Diyarbakır, Mardin ve çevresinden göç alan Gaziantep'te bir başka şeriatçı kanat filizleniyordu. Sessiz ve derinden camilerde taban çalışması yapan, Kuran kurslarında çocukları eğiten bu grup, Şahmerdan Sarı adlı bir şeriatçının önderliğinde hareket ediyordu. Grup Vasat adlı legal bir de dergi yayımlıyordu.
Vasat, uzun süre fark edilmedi. Güvenlik güçleri şiddete başvurmayan bu grubu uzun süre ''fikri çalışmalar yapan küçük bir İslamcı grup'' hatta ''tarikat'' olarak niteledi. Kürt kökenli yurttaşların barındığı, yoksulluğun diz boyu olduğu Gaziantep'in Perilikaya, Karşıyaka, Çıksorut gibi mahallelerinde giderek tabanını genişleten grup, bir süre sonra ''cihat'' kararı aldı. Güneydoğu'daki İlimciler ve Menzilcilerin eylem yöntemleri ile stratejilerinden etkilenen grup, silahlı eylemleriyle kaos yaratmayı, ve bu yöntemle de başta Şanlıurfa, Adıyaman, Mersin olmak üzere tüm bölgeye yayılmak istiyordu. Aslında Vasat, İlimcilerin bir ''ileri karakolu'' olarak görev yapıyordu.
Vasat örgütü sonunda harekete geçme kararı aldı. Önce Menzilciler, daha sonra da İlimcilerin Güneydoğu'da büyük darbe almasından da yararlanarak ilk fitili ateşledi. Gaziantep'te kurulan kitap fuarı bunun için çok iyi bir ortam olarak düşünüldü. Fuarda İncil kitaplarının satıldığı Müjde Kitabevi'nin standının bulunması da bir fırsat olarak değerlendirildi.
14 Eylül 1997...
Gaziantep Fuarı'nda 14 Eylül 1997 günü patlayan bir bomba büyük paniğe yol açtı. Yüzlerce kişinin bulunduğu fuarda, Müjde Kitabevi'ndeki patlamada 1çocuk yaşamını yitirdi, 22 kişi de yaralandı. Eylem Gaziantep'i sarstı, kentte korku saçtı.
Gaziantep Emniyet Müdürlüğü, seçilen hedeften yola çıkarak eylemin şeriatçı bir örgüt tarafından yapılmış olabileceği üzerine durdu. Derinleştirilen soruşturmada 10 kişi gözaltına alındı. Polis, bombalı eylemin Hizbullah'ın bir kolu olduğu bildirilen Vasat adlı şeriatçı örgütçe gerçekleştirildiğini, yakalananlar arasında örgütün il sorumlusunun da bulunduğunu açıkladı. Polisin yaptığı açıklamaya göre yakalanan kişiler şunlardı:
Vasat askeri kanat sorumlusu Mehmet Yıldırım , Gaziantep Çıksorut bölge sorumlusu Zabit Durmuş ve Çıksorut Temizyürek Camii sorumlusu Yaşar Yavuz ile 7 militan. Sorgulama sonucu, ele geçirilen kişilerin, 1996 yılından itibaren Vasat isimli dergi etrafında toplandıkları açıklandı.
Mersin bağlantılı sürdürülen operasyonlarda, daha sonra örgütün lideri Şahmerdan Sarı ile üst düzey yöneticileri Mehmet Kurt , siyasi kanat ve tebliğ sorumlusu Hasan Gölgeli , Perilikaya semt sorumlusu İsa Bozkurt , Karşıyaka semti sorumluları Cemal ve Kemal Güçlüer , Çıksorut Geylani Camii sorumlusu Hasan Çomak , Yazıcık Kuran Kursu sorumlusu İrfan Gülmüş, Mehmet Karaca, Nusret Reşber ve Mersin sözde askeri kanat sorumlusu Faruk Öztürkoğlu yakalandı.
Polisten örgüte bomba
Polis operasyonlarında el bombaları, tabanca, pompalı tüfekler, el yapımı bomba malzemeleri ve örgütsel doküman ile bazı porno yayınlar ele geçirildi. Vasat'ın askeri kanat sorumlusu Mehmet Yıldırım, bombaları, örgüt lideri Şahmerdan Sarı'dan aldığını itiraf etti. Sorgulanan Sarı da bunları, Siirt Emniyet Müdürlüğü Kurtalan Çevik Kuvvet Grup Amirliği'nde görevli polis memuru Halil Yıldız' dan aldığını söyledi. Bu itiraf sonrası Halil Yıldız tutuklandı, 3 polis hakkında da soruşturma açıldı. Yıldız'ın yargılanması sürüyor.
İkinci operasyon
Vasatçılar aldıkları bu darbenin ardından örgütlenmeyi bırakmadılar.
Urfa, Malatya, Mersin ve Gaziantep'teki örgütlenme çabaları daha sonra
da sürdü. Polis Gaziantep'teki ikinci operasyonla ilgili açıklamayı 13
Ekim 1999 günü yaptı. Emniyet Müdürlüğü'nden yapılan açıklamaya göre ilk
eylemini 14 Eylül 1997'de Gaziantep fuar alanında bulunan bir kitapevi
standına bomba atarak yapan örgüt, ikinci operasyonda çökertilme aşamasına
geldi. Daha önce başta liderleri olmak üzere, birçok üyesi yakalanarak
deşifre edilen örgütün, Gaziantep'te yeniden taban oluşturma çabasına girdiğinin
belirlenmesi üzerine yapılan
operasyon sonucu Ramazan D. ve Mehmet A. gözaltına alındı. Sanıkların
üzerlerinde ve evlerinde yapılan aramalarda, örgütsel amaçlı 65 teyp kaseti
ve çok miktarda doküman ele geçirildi.
Karargâha baskın
Polisin basına yaptığı yazılı açıklamaya göre ikinci büyük darbenin vurulduğu operasyon şöyle gerçekleştirildi:
Ramazan D. ve Mehmet A.'nın sorgularındaki itiraflarından, Vasat içinde faaliyet gösteren bazı kişilerin, 10 Ekim'de Gaziantep 29 Ekim Mahallesi'ndeki bir evde toplantı yapacağı belirlendi. Polis yaptığı baskın sonucu, örgütün il sorumlusu Hasan Ç. ile Şevket Ö., Mehmet K., Abdulkadir Ç., Kadir Ö., Selami Ö., Yusuf Ö. ve Mehmet D. 'yi yakaladı. Yakalanan bu kişilerin ev ve işyerlerinde yapılan aramalarda, örgütsel amaçlı 50 teyp kaseti, çok miktarda örgütsel doküman ve kitap bulan polis, soruşturmayı genişleterek sürdürdü.
Borç içinde bir Vasatçı
Operasyonda ele geçirilen kasetlerin çözümlerinden, Vasat'ın, son dönemde
Hizbullah örgütü ile ilişkisi belirlendi. Bu arada gözaltına alınan Mehmet
A.'nın üzerinde çıkan ''vasiyet'' başlıklı bir yazı da dikkati çekti. Yazı,
Vasat örgütünün hangi sosyal kesim içinde örgütlendiğini de gözler önüne
serdi. İşsiz güçsüz, toplum içinde bir yere varamamış, karnını doyuracak
kadar cebinde parası olmayan insanları şeriat devleti düşüyle kandırarak
birer canavara dönüştürebilen örgütün kurbanlarından biri de Mehmet A.
adlı kişiydi. Bu teröristin üzerinde çıkan yazı bir ibret belgesi: ''Yarabbi,
inşallah borçlarımı ödemeden canımı almazsın. Yarabbi, kul hakkıyla yanına
varmak istemiyorum. Senden tek istediğim, benim kendi yolunda şehit olmamı
nasip eylemendir. Vereceğim kul hakları: ...kitapevi 3 milyon, ...kebap
salonu 400 bin, Köylü Garajı yakınındaki dürümcüye 500 bin, ... kasabına
300 bin lira borcum var.
...tüm Hizbullahilerin İslam düzeni için, Allah'ın dini İslamı kurmak
için mücadele eden tüm Müslüman kardeşlerime selam olsun. Ne mutlu taguta
(şeytana) karşı çıkıp, düzenlerine karşı çıkan tüm Müslümanlara. Ne mutlu
İslami hâkim uğruna şehit olan ve işkence çeken müminlere...''
Vasat'ın bu militanının borç içinde yüzmesi, karnını doyuracak para bile bulamaması, örgütün ekonomik kriz içinde olduğunun da göstergesi. Örgüt bu nedenle bir süre sonra İlimciler gibi bölgede fitre ve zekât adı altında haraç toplamaya başladı. Karnını doyuramayan bir militanla yapılanmasını koruyamayacağını anlayan Vasat, haraç toplama çalışmaları sırasında da üçüncü darbeyi yedi:
Vasat'ın Haraç timlerine yönelik ilk operasyon geçen yılın ramazan ayında
yapıldı. Ancak polis bu kez açıklamalarında, Vasat yerine ''Hizbullah''
adını kullandı. Terörle Mücadele ve İstihbarat şubelerini n ortaklaşa gerçekleştirdiği
operasyonlarda, ''Hizbullah-Vasat'' örgütü üyeleri Mustafa Karakurt, Mehmet
Altınbaş, Seydi Ateş, Mustafa Sezer, Mehmet Tosun, Kasım Aslancan, Mecit
Horoz, Müslüm Taş, Mehmet Sezer, Mustafa Gül, Ramazan Yavuzatinca, Bahattin
Keskin, Şahin Evsen ve İbrahim Dündar yakalandı. Mustafa Karakurt'un şeriatçı
örgütün bölge sorumlusu olduğu bildirildi. Sanıkların ev ve
işyerlerinde yapılan aramalarda 1 adet Takarov marka tabanca, 2 şarjör,
8 adet fişek, 1 satır, çok sayıda propaganda materyali, örgütsel yayın
ve doküman, örgüt faliyetlerinin anlatıldığı raporlar ve örgütü tanıtıcı
teyp kasetleri bulundu.
O dönemde Gaziantep Emniyet Müdür Vekili Haşim Tunç , ele geçirilen yayın ve belgelerin incelendiğini, örgütün ''anayasal düzeni yıkıp yerine İran modeli bir molla devleti kurmayı'' amaçladıklarının belirlendiğini açıkladı. Açıklamada, örgütün Gaziantep ve çevresinde taraftar kazanmaya çaba harcadığı, parasal kaynak sağlanması amacıyla komiteler kurduğu ve fitre ve zekât adı altında halktan para topladığı belirtildi.
Hedef bu kez imamlar
Haraç çetesine dördüncü operasyon da bu yılın ilk haftasında yapıldı.
Polisin 5 Ocak 2000 günü basına yaptığı açıklamaya göre Gaziantep'te gerçekleştirilen operasyonda, ''cami imamlarını tehdit eden ve esnafı fitre-zekât adı altında haraca bağlayan yasadışı şeriatçı örgüt'' bu kez de ''Hizbullahçılar'' olarak kamuoyuna açıklandı.
Operasyonlarda, özellikle Perilikaya, Özgürlük, Ünaldı ve 29 Ekim mahallerindeki Hasip Dürri, Geylani ve Abuzer Gaffari camilerinde örgütlenme çalışması yaptıkları, halktan zekât ve fitre adı altında para topladıkları belirlenen Hışman Yiğit (23) ve Mehmet Bozgeyik (29) yakalandı. Hizbullah'ın üst düzey sorumlusu olduğu bildirilen Hışman Yiğit'in verdiği bilgi doğrultusunda operasyonu derinleştiren polis, İbrahim Yavuz, Ramazan Kaya, Halit Üstündağ, Murat Üstündağ, M.K., A.A., Mehmet Nakşi Erat, Şefik Mert ve Murtaza Hallaç 'ı da gözaltına alarak soruşturmayı genişletti. Yakalanan örgüt mensuplarının ev ve işyerlerinde yapılan aramalarda, 4 kesici alet, örgüte ait 92 milyon lira para, örgütsel propaganda amaçlı 30 teyp kaseti, çok sayıda kitap, el yazımı notlar ve örgüt üyelerinin faaliyet raporları bulundu.
Dönemin Gaziantep Emniyet Müdür Vekili Haşim Tunç yaptığı ikinci açıklamada, bu kez yakalanan militanların, ''örgüte finansal kaynak sağlamak için zekât timleri oluşturduklarının ve bu timler aracılığıyla halktan zekât adı altında para topladıklarının belirlendiğini'' bildirdi.
Yoksul teröristten de haraç
Yapılan araştırmalar ve sanıkların ifadelerine göre, örgüte katılan her Hizbullah üyesinden, gelirinin yüzde 10'unun her ay düzenli olarak ''İnfak'' (aidat) adı altında toplandığı belirlendi. Tunç, ''Gözaltında bulunan sanıkların hepsinin her ay düzenli olarak örgüte aidat ödedikleri ve aidat ödeyenlerin tamamının yardıma muhtaç kişilerden oluştuğu görüldü'' açıklamasıyle tiraji-komik bir yapılanmaya da dikkat çekiyordu. Örgüt, karnını doyurmaktan aciz kendi üyesinden bile haraç alacak duruma gelmişti.
Haşim Tunç'un, sanıkların örgüte taraftar kazandırmak ve taban oluşturmak için camilerde örgütsel eğitim yürüttüklerini belirlediği açıklamasında, teröristlerin imamlara bile nasıl acımadıklarına dikkat çekti: ''Sanıkların, camilerde izinsiz yürüttükleri eğitim faaliyetlerine karşı çıkan imamları, darp, tehdit ve bıçaklama gibi eylemler yaparak sindirdikleri, camilerde rahatça örgüt militanlarına ve sempatizanlara siyasi amaçlı eğitim verme çabası içine girdikleri saptandı.''
Bu arada, örgütün il sorumlusu olduğu belirtilen ve ismi açıklanmayan bir kişinin Kuzey Irak'ta bulunduğu öğrenildi.
Vasat Urfa'da
Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde Hizbullah'ın Vasat Grubu'na üye oldukları iddiasıyla görülen tek dosya örgütün Urfa grubuyla ilgili. Esas hakkındaki görüşünü sunan savcı, sanıkların örgüt üyeliği suçlamasıyla 12 yıl 5'er ay hapisle cezalandırılmalarını istedi.
Aralarında Şanlıurfa il sorumlusu Ömer Sarıkaya 'nın da bulunduğu 7'si tutuklu toplam 14 sanıkla ilgili iddianamede, militanların Şanlıurfa'da radikal İslami hareketlerin yöntemlerini kendilerine esas alarak hücre evlerinde eğitim gördükleri, örgütün lideri Şahmerdan Sarı'dan şûra oluşturmaları talimatı aldıkları belirtildi. Örgütün askeri kanadının deşifre olmamak amacıyla faaliyetlerine bir süre ara verdikleri kaydedilen iddianamede şöyle denildi:
''... Tüm sanıklar örgütün lideri olan Şahmerdan Sarı'nın yanına giderek 'Canımı ve malımı koruduğum gibi Şahmerdan Hoca'yı ve İslamı koruyacağım' yemini ederek Türkiye Cumhuriyeti'nin rejiminin bir küfür rejimi olduğunu ve mutlaka yıkılması gerektiği sözünü vermişlerdir.''
Vasatçı cami imamı
Sanıklardan Mehmet Ali Güç 'ün Şanlıurfa'daki Altınova Camisi'nde imam olduğuna dikkat çekilen iddianamede, bu sanığın camiye gelenlere Vasat Örgütü'nü tanıtıcı bilgiler vererek örgüt propagandası yaptığı vurgulandı. İddianamedeki en çarpıcı bölüm, Vasat örgütünün kaçakçılık bağlantısı... İddianameye göre Vasat ''Gaziantep merkezinde toplu halde silah kaçakçılığı yapıyor''...
Malatya'da türban eylemcileri
Vasatçılar Malatya'da ise türban eylemleriyle öne çıktılar. Malatya
İnönü Üniversitesi'nde türban genelgesini uygulayan Rektör Ömer Şarlak
aleyhine şeriatçılar tarafından uzun süre devam eden protesto gösterilerinin
ardından kentte radikal dinci örgütlere yönelik operasyonlar sıklaştırıldı.
Malatya'daki olayların ardındaki örgütlerden biri olarak bilinen Hizbullah
Vasat Grubu'na yönelik İstihbarat ve Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nce
gerçekleştirilen operasyonlarda çok ilginç bir durumla karşılaşılmıştı.
Örgütün hücre evlerini basan polisler, bir hücre evine girdiklerinde örgüt
elamanlarıyla birlikte oturan 4
polisle karşılaşmışlardı. Sürdürülen operasyonlarda aralarında Malatya
il sorumlusunun da bulunduğu 20 kişi daha 4 pompalı tüfek ve çok sayıda
örgütsel belge ile birlikte ele geçirildi. Malatya Emniyet Müdürlüğü'nün
operasyonla ilgili açıklamasında, örgüt mensuplarının, ''mevcut anayasal
düzeni yıkarak yerine şeriata dayalı bir rejim getirmeyi amaçladıkları''
belirtilmiş ve şöyle denilmişti:
''Örgüt mensuplarının şeri esaslara dayalı bir rejim düzenine geçilebilmesi için silahlı eğitimin şart olduğunu kabul ettikleri öğrenilmiştir. Örgüt mensupları Vasat Grubu'nun şûra başkanı olan ve halen Gaziantep Cezaevi'nde tutuklu bulunan Şahmerdan Sarı'nın talimatları doğrultusunda pompalı tüfek alarak silah eğitimi yapmışlardır. Öte yandan esnaf, sanayi, öğrenci ve çeşitli kurumlarda örgütlenme faaliyetleri içerisine giren örgüt mensupları, örgüte gelir temin edebilmek için kurban derileri, fitre, zekât ve bağış adı altında para toplamış ve üyelerinden aldıkları aidatlarla Türkiye genelindeki 11 ilde örgütlenme çalışmalarında bulundukları da tespit edilmiştir.''
Hizbullah içinde faaliyet gösterdikleri belirlenen polis memurlarına gelince... Polislerden üçünün Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü'nde, birinin de karakolda görevli olduğu öğrenildi. Birinin tutukluluğu sürüyor.
İşte bir garip örgüt Vasat... Porno yayın okuyan, cihat için aç karnına dolaşan, bu arada liderlerine ''biat'' eden (bağlılık) teröristlerin bulunduğu bir örgüt... Vasat, ''İmam-polis-karnı aç yoksul göçer üçgeninde'' Güneydoğu'da bir göründü bir kayboldu.
Devam | İslamiyet Gerçekleri |
İslamiyet Gerçekleri (yedek link)