Sumer'de,
Dilmun adında, saf, temiz, parlak Tanrıların yaşadığı bir ülke var.
Hastalık
ve ölüm bilinmeyen yaşam ülkesi. Fakat orada su yok. Su Tanrısı,
Güneş Tanrısına yerden su çıkararak orasını tatlı su ile doldurmasını
söylüyor. Güneş Tanrısı söyleneni yapıyor. Böylece Dilmun meyve bahçeleri,
tarlaları ve çayırları ile Tanrıların bahçesi haline geliyor. Bu cennet bahçesinde
Yer Tanrıçası 8 bitki yetiştiriyor. Bu ağaçlar meyvelenince Bilgelik Tanrısı
Enki her birinden tadıyor. Buna Yer Tanrıçası çok kızıyor, Tanrıyı ölümle
lanetleyerek ortadan yok oluyor. Bilgelik Tanrısı çok ağır hastalanıyor. Diğer
Tanrılar büyük güçlüklerle Yer Tanrıçasını bularak Bilgelik Tanrısını
iyi etmesi için yalvarıyorlar. Tanrıça, Tanrının 8 bitkiye karşı hasta olan
8 organı için birer Tanrı yaratıyor. İlginç olan, yaratılan Tanrılardan beşi
Tanrıça (bu doktorlukta ilk uzmanlaşmayı da göstermesi bakımından önemli).
Hasta olan organlardan biri kaburga. Onu iyi eden Tanrıçanın adı,
"kaburganın hanımı anlamına gelen Ninti dir. Bu kelimede Nin hanım,
ti kaburgadır. Ti'nin bir anlamı da hayat'tır.
Eğer
ikinci anlamıyla tercüme edersek Tanrıçanın adı "hayatın hanımı"
olur (31)
Bu
hikâye Tevrat'ta da var: (Tekvin 2:5-23.)
"Ve
henüz yerde bir kır fıdanı yoktu ve bir kır otu henüz bitmemişti; çünkü
Rab Allah yerin üzerine yağmur yağdırmamıştı ve toprağı işlemek için
adamı yoktu ve yerden buğu yükseldi ve bütün toprağı suladı. Ve Rab
Allah yerin toprağından Adamı yaptı ve onun burnuna hayat nefesini üfledi
ve adam yaşayan can oldu. Ve Rab Allah şarka doğru Aden'de bir bahçe dikti
ve Adam'ı oraya
Bundan sonra yılanın kadını kandırarak yasak meyveyi yedirdiği ve bahçede olan Allah ile konuşmaları geliyor. Allah yılanı lanetliyor. Allah, Adem (burada Adam yerine Adem deniyor)(32) ve karısına giymeleri için kaftan yapıyor. Kadını ağrılı çok çocuk yapması ve Adem'i de toprakla uğraşması ile cezalandırarak onları Aden bahçesinden kovuyor. Buraya kadar nedense karısının adı verilmemiş. Ancak dördüncü babın başında, karısının adının Havva olduğu ve Habil, Kain'i doğurduğu yazılı.
Görüldüğü
gibi Tevrat'ta (bap 1:27) yaratılışın altıncı ve son gününde
Allah insanı erkek ve dişi yaratmış olduğu halde, Adam'ı tekrar yerin
toprağından, eşini de onun kaburgasından yaratıyor. Buna göre bap 2:
4-23'te anlatılanlar, Sumer hikâyesinden alınmadır.
Kuran'da
bu konu çok yüzeysel ve çeşitli surelerde parça parça
Bakara Suresi, ayet 31:
Bakara
Suresi, ayet 32:
Bakara
Suresi, ayet 35-37:
A'râf
Suresi, ayet 19-26:
Tâhâ
Suresi, ayet 115-122:
Görüldüğü
gibi bu hikâye, Sumer ve Tevrat'ta birbirine oldukça paralel. İkisinde
de bir Tanrı bahçesi, dikilmiş ağaçlar, bahçeden su çıkanlması, yasak
meyvenin yenmesi, lanetlenme. Sumer'de kaburgayı iyi etmek için Tanrıça
yaratılıyor; adı Kaburganın Hanımı. Hikâye Tevrat'a geçerken kadın
kaburgadan yaratılmış ve adı Sumer'deki ikinci anlamı olan Hayatın Hanımı'nın
(yaşatan hanım) İbranice karşılığı Havva olmuştur.
Kuran'da
cennet
bahçelerine âit değişik surelerde çeşitli ayetler var.(33) Yasak ağacın
"sonsuzluk ağacı" olduğu yalnız Tâhâ Suresi'nin 20. ayetinde
belirtilmiş. Cennetten yılan değil şeytan çıkartıyor ve ne Havva'nın adı,
ne de kaburgadan yaratıldığı yazılı.
Kur ân, Kamer Suresi, ayet 49:
Ayet
48:
Ayet
50:
Ayet
62:
Saff
Suresi, ayet 12:
Muhammed
Suresi, ayet 15:
Kuran'ın
cennetindeki
bu dört ırmak Tevrat'ın cennetindeki dört ırmak olmalı
Meryem
Suresi, ayet 61, 62:
Sâd
Suresi, ayet 49, 50:
İslam
mitolojisinde, Adem'in yaratılması ve cennetten kovulması daha değişik (Meydan
Larousse, Adem). "Allah, Cebrail, Mikail, Azrail, İsrafil adlı
meleklerine 7 kat yerden 7 avuç toprak getirmelerini emretti. Fakat
yeryuvarlağı bu toprağı vermeye razı olmadı. Azrail toprağı zorla aldı.
Allah bu toprak üzerine günlerce yağmur yağdırdı, onu yumuşattı,
melekler yoğurdu. Ve Allah şekillendirdi. Adem 80 yıl şekilsiz toprak
olarak, 120 yıl da ruhsuz bekledi. Şekil ve renk kazandıktan sonra meleklere, Adem'e secde etmesi emredildi. Bu emri yalnız şeytan dinlemedi. Bu yüzden
cennetten kovuldu. Cennetteki iyiyi kötüden ayırmaya ölçü olan elma ağacından
yemesi Adem'e yasak edilmişti. Cennetten kovulmasına kızan şeytan, yılan
ile anlaşıp Adem ile Havva'yı, yasak meyve yedirterek cennetten kovduruyor.
Adem yaptığına pişman olarak yalvarıyor, Cebrail vasıtasıyla affedilip
Mekke'de Arafat'a gönderiliyor. Orada Havva ile buluşuyor. Adem'e Mekke'yi
yapması emrediliyor. Cebrail de Hac merasimini öğretiyor ve böylece insan
nesli türüyor."
Bunda
Havva'nın nasıl yaratıldığı bildirilmemiş. Görüldüğü gibi, bu
efsane ile Kur'an arasında oldukça büyük farklılık var. İlginç
olan, insanın yaratılmasında Allah'a dört melek yardımcı oluyor. Sumer'de de,
dört önemli Tanrı. Burada cennette bulunan elma ağacı. Bu ağaç, Sumer
efsanelerinde çok geçen, özellikle Aşk Tanrıçası ile ilgili bir ağaçtır.
Kuran'da bir defa bunun sonsuzluk ağacı olduğu yazılmış.
Sumer'de yasak meyveyi, Bilgelik
Tanrısı Enki'ye, ikiyüzlü olan veziri İsimut veriyor. Bu işi Tevrat'ta
yılan, Kur'an da şeytan, bu efsanede ikisi birden yapıyor. Burada,
Adem'in Allah tarafından affedilmesini Cebrail sağlıyor. Sumer'de Tanrılann
yalvarması ile, Ana Tanrıça, Bilgelik Tanrısıriı iyi ediyor.
Sumer'de
Bilgelik Tanrısı Enki, insanlara, diğer Tanrı'lardan haber getiriyor. İslamda
aynı işi Cebrail yapıyor. Cebrail'in kudret sahibi olması, kemale eriştiricilik
nitelikleri de (Meydan Larousse, Cebrail) Bilgelik Tanrısına uymaktadır.
İslam efsanesinde Havva'nın nasıl yaratıldığı belirtilmemiş.
Adem
ve Havva'nın çocuklan Habil ve Kain hikâyesi:
Tevrat,
Tekvin,
bap 4:1:
Bu
konu Kur ân'da yine çok kısa ve bu adlar da yok.
Mâide
Suresi, ayet 27-31:
Tevrat
ve Kuran'da Havvâ'nın biri kız biri oğlan doğan ikiz çocuklarından söz
yok. Bunlar efsanelerde olmalı.
Sumer'de
bu hikâye iki ayn şekilde görülüyor: Birisinde Çoban Tanrısı, Dumuzi ile
Çiftçi Tanrısı Enkimdu, Aşk Tanrıçası İnanna'ya âşık olurlar. Her biri
İnanna'ya kendi ürününü över ve sonuçta Tanrıça, Çoban Tanrısı
Dumuzi'nin ürünlerini beğenerek onunla evlenir. Enkindu bu seçimi dostça
kabul ederek onlarla arkadaş olur.
Diğer
bir hikâye de şöyle: Emeş yaz, Enten kış. Hava Tanrısı
Enlil'e, Kış, çeşitli hayvanları, yavrularını, yağ ve süt getiriyor. Yaz da ağaçlar,
bitkiler
ve değerli taşları getiriyor. Her ikisi kendi getirdiklerinin daha değerli
olduğunu söyleyerek tartışıyorlar. Bu kavgayı gören Tanrı, Kış'ın getirdiklerini daha üstün buluyor. Yaz da bunu kabul ederek
Kış'a boyun eğiyor.
Sumerliler, sığır ve tahıl, kuş ve balık, ağaç ve kamış, gümüş ve
bakır, kazma ve saban gibi varlıkları, her biri kendi özelliklerini ortaya
koyarak tartıştırmışlardır. Bu tartışma tarzı, ortaçağın sonlarına doğru
Avrupa halkı arasında yapılan tartışmaların ilk örnekleri sayılıyor.
Havva'nın
ikiz çocukları - belki
söylence olarak
bunlardan çıkarılmıştır (34).
Suların
Kana Çevrilmesi Konusu
Tevrat,
Çıkış
bap 7:14-25:
Bu
olay A'râf Suresi nin 132. ve 133. ayetlerinde şöyle geçmektedir:
Bu
olayda müşterek nokta, Tanrı'nın ülkede tek bir şahsa kızıp (Mısır'da
Firavun) bütün insanlara felaketler vermesi ve bunlardan birisinin de suların
kana döndürülmesidir. Öyle ki, halk kandan başka içecek bulamıyor.
Sumer
efsanesinden geçen bir konu da, birine kızan Tanrının, bütün ülkeye çeşitli felaketler vermesi.
Sumer'de Aşk Tanrıçası İnanna, bir bahçenin
kenannda uyuyakalıyor. Bunu gören bahçenin sahibi gidip Tanrıçaya tecavüz
ediyor. Buna kızan Tanrıça, ülkeye çeşitli felaketler veriyor. Bu konu,
çok güneşli olduğu için bahçesinde bir şey yetiştiremeyen bir bahçıvanın,
geniş yapraklı ağaçlar dikerek bahçeyi yararlı hale getirmesini anlatan şiirin
bir bölümünde yazılı: Bir
gün kraliçem, göğü dolaştıktan, yeri dolaştıktan sonra
İnanna göğü
dolaştıktan, yeri dolaştıktan sonra
Kutsal
fahişe (İnanna) yorgunluk içinde (bahçeye) yaklaştı
Derin uykuya daldı
Onu
bahçemin köşesinde gördüm
Tecavüz
ettim ona, öptüm onu
Bahçemin
köşesine döndüm
Şafak
attı, güneş doğdu
Kadın
korku ile etrafına bakındı
İnanna
korku ile etrafına bakındı
Sonra
kadın nasıl bir felaket yaptı
İnanna
utancından ne yaptı
Ülkede
bütün kuyulan kan ile doldurdu
Odun
taşıyan köleler kandan başka bir şey içemediler
Su
dolduran köleler (kadın), kandan başka bir şey doldııramadılar (Bu
metnin tümü için, bkz. Tarih Sumer'de Başlar, s.59-62.) Kaynakça:
31. Tarih Sumer de Başlar, s.123-127.
32. Adem, Amoritcede Adamu, İbranicede Adam veya Ha-Adam; anlamı insan, daha doğrusu "kırmızı toprak". Daha geniş bilgi için I.M. Diakonoff, Father 'Adam", Afo Beiheft 19, s.16 vd.
33
Kurân, Kamer Suresi, ayet 49
34. S.N. Kramer, The Sumerians, s.218, 219.
(Bu makale Muazzez İlmiye Çığ'ın Kuran İncil ve Tevrat'ın Sumer'deki Kökeni adlı kitabından alınmıştır.)
İslamiyet Gerçekleri (yedek link)