Zaman zaman "Islamiyet'te Reform" kavramı gündeme gelir. Bu konuda, kalem ustası Sayın İlhan Selçuk'un Cumhuriyet Gazetesi'nde yayınlanan iki yazısını çok beğendim ve internet ortamında sizlerle paylaşmak istedim:
Ilhan Selcuk'un 09.08.2000 tarihli Cumhuriyet'te yayinlanan makalesi:- Koca, karısını dövemez!..
O birisi çıkmış...
Kim o?..
Atatürk!..
1923 Cumhuriyeti'nin yasaları dipten doruğa şeriat ahkâmını dışlayıp laik hukuku benimsemiş, insan haklarını
içleyip demokrasiye açılımın temellerini atmış!..
Herkesin ezbere bildiği şeriat hükümleri var: Hırsızın eli kesilir; katilin kellesi vurulur; erkek, kadını tek
tümceyle boşar; kız çocuğu mirasta erkek çocuğa göre yarı hak sahibidir; zina yapan kadın taşlanarak
öldürülür, vb...
Hiçbiri uygulanmıyor...
İslamda reform mu bu?..
Yoksa İslamı müminin inanç dünyasında kendi haline bırakarak laik devlette dünya işlerinin çağdaş hukuka
göre düzenlenmesi mi?..
**
Dinsel irtica, gerici sağla işbirliği yaparak Ankara'ya arkasını dayadığı ''yeşil kuşak'' yıllarında çok
güçlenmişti; entelleri de peşine takan mürteci soruyordu:
''- Kemalistler kaç kişi?''
Azgınlığın haddi hesabı yoktur. Dinci düzen kaçınılmazdı; şeriatçı ergeç devleti ele geçirecekti; bu iş ''ya kanlı
olacaktı, ya kansız'' ; ama, ille de olacaktı.
Olmadı.
Olamadı...
Apo nasıl davasını silahla başaramayınca, zoraki barış yanlısı havasına büründüyse, mürteciler de kanlı ya da
kansız bu işi beceremeyince Avrupa'ya sığındılar, ''İslamda reform'' üzerine çeşitleme yapıyorlar, entelleri bu
işe katıyorlar...
Ne reformu?..
''Hıristiyanlıkta Reform'' Avrupa'da kralların, prenslerin, köylülerin ensesinde boza pişiren papalığa
başkaldırmadır; çeşitli mezheplerin ve kiliselerin oluşmasına yol açmıştır. Anadolu İslamında reformu kim
kime karşı yapacak? Hangi tarikat ötekini şavullayacak? Avrupa'da Reform, 'Aydınlanma Çağı' na ve laik
devlete açılımı sağladı. Türkiye'de atı alan çoktan Üsküdar'ı geçti; laik Cumhuriyet 1923'te kuruldu; bu
durumda İslamda reform yapmak isteyen hacı, hoca, ilahiyatçı, entel mentel, ya Afganistan'a gitmeli, ya Suudi
Arabistan'a, ya Sudan'a, ya İran'a...
Bizimkiler akıllarını çoktan peynir ekmekle yemişler de içlerine sindiremiyorlar...
**
İrtica zor durumda..
İslamcı çıkmazda..
Dinci açmazda...
Mürtecilerin iktidarlaştığı tüm Müslüman dünyasında dışa bağımlı kapitalizmin düzenine seçenek
oluşturulamadı; günde beş değil on beş rekât namaz kılsan, evde karıyı her gün yedi kez dövsen, ekonomik
durumu ırgalamıyor!.. İnsan hak ve özgürlükleri kara çarşafın çuvalına tıkıldığı zaman bir karanlık rejimdir
ortalığı saran!.. Dincinin yaptığı şey, halklara öteki dünyanın cennetini vaat etmek; ama, şeriatçı bu dünyayı
cehennemleştiriyor...
''İslam dünyası'' nda ''reform'' sözcüğü yerli yerine oturmuyor; şeriatın ''ibadet'' kapsamının dışındaki ahkâmı
çoktan dışlanmış bir devlette, içtenlikli Müslümanın yapacağı en iyi şey, laik cumhuriyeti sonuna dek
savunmaktır.
Bizim Hacı Fışfışlar, eğip bükmeden, dönüp dolaştırmadan bu gerçeği dile getirebiliyorlar mı?..
İslamiyet Gerçekleri
(yedek link)