İslamiyet'in değişmiş olduğunun güncel
bir ispatı daha...
Kimi müslümanın "İslamiyet adına"
yaptığına kimi müslümanlar "islamiyet'te yeri yok"
diyor!
Hangisine inanılacak?
Nijerya'da bir kadının "gayrımeşru doğum" (ne
demekse????) yapmasından dolayı recm cezasına çarptırılması üzerine
kimler ne dedi?
Recm, Kuran'da yoktur - (Ama
Muhammed'in hadislerinde vardır)
İlahiyat profesörleri ‘‘recm’’ cezasının Kuran'da yer
almadığını, fıkıhta (din adamlarının yorumları ve
bunlara dayanan uygulamalar) bulunduğunu
söylediler. Prof. Dr. Zekeriya Beyaz, ‘‘Bizi yorumlar
bağlamaz’’ derken Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk,
recmi Hz. Ömer'e bağlamak isteyenlere kesinlikle
inanılmaması gerektiğini vurguladı.
Not: Recm Kuran'da yoktur ama erkek hırsız ile kadın hırsız farketmez, hırsızların
elinin kesilmesi cezası vardır. Ayrıca islamiyete inanmayanların el ve
ayaklarının çapraz kesilmesi cezası da vardır. (Bkz: www.kuranayetleri.cjb.net
)
Zina'nın suç olduğunu düşünenler, bunun cezasını da merak
edebilirler: Kuran'da, zina yapana 100 sopa vurulması cezası vardır.
Prof.Dr.
Zekeriya Beyaz: "Şeriatta, fıkıhta var"
Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr.
Zekeriya Beyaz, Kuran'da recm konusuyla ilgili her hangi bir ayet olmadığını
belirtti. Prof.
Beyaz, şunları söyledi:
‘‘Recm, Arapların eski ádetlerinde vardır. Ama İslam bunu kabul etmemiştir.
Kuran'da böyle
bir konu yoktur. Ancak şeriatta vardır. Şeriat İslam değildir, Kuran değildir.
Şeriat İslam adına,
Kuran adına yapılan yorumlardır, fıkıhtır. Geçmişte din álimlerinin İslam
adına yapmış olduğu
yorumlar içinde, içtihatlar içinde recm konusu da mevcuttur. Şu var ki
bizi bu yorumlar
bağlamaz, asıl olan Kuran'dır ve Kuran'da böyle bir şey mevcut değildir.
İslam tarihinde,
özellikle Türk İslam tarihinde recm olayı hemen hemen yok gibidir. Bir
tane İstanbul'da
Sultanahmet'te At Meydanı'nda yapılmış. Padişah da bundan hoşlanmamış,
eleştirmiştir. Bir
daha da böyle bir uygulama olmamıştır. İslamiyet eski örf ve ádetleri meşru
kıldığı için içtihat
söz konusu olmuştur.’’
Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk
Tevrat’ta olan ceza
Eski İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yaşar Nuri
Öztürk, recmin
Kuran'da yer almadığını, fıkıh terimi olarak zina suçu işlemiş evli kadın
veya erkeğin halk
önünde taşlanarak öldürülmesini anlattığını söyledi. Prof. Öztürk, şunları
anlattı:
‘‘Kuran'da tanıklarla belirlenip kesinlik kazanmış bir zina suçu için evli-bekar
ayrımı
yapmadan bir tek ceza getirilmektedir. ‘Celde' yani kamu otoritesinin uygun
bulacağı sopa,
çubuk türünden bir aletle bir grup insanın görebileceği bir yerde seksen
kez vurmak. Bu
vuruşun öldürme veya yaralama maksadıyla yapılmaması gerektiği ittifakla
kabul
edilmektedir. Maksat, utandırma, caydırmaktır. Recm, Tevrat'ta bulunan
bir cezadır.
Neresinden bakarsanız bakın recm diye bir cezanın İslamda varlığını kabul,
bizi içinde
çıkamayacağımız çelişmelere, tutarsızlıklara, kuşkulara iter.’
(Ben şahsen Yaşar Nuri Öztürk'ün her söylediğine inanmıyorum. Çünkü,
kendisi iki farklı tarihte yapmış olduğu Kuran çevirisinde Nisa 34.
Suresi'ni iki farklı şekilde tercüme etmiştir. (Bkz: www.nisa34.cjb.net)
Üstelik, Nisa 34'ün bu ikinci tercümesi, dünyadaki Kuran tercümelerine aykırı
olarak yanlıştır.)
**
Murat Bardakçı: Osmanlı'da bir kez uygulandı
Recm cezası, altı asır devam eden Osmanlı devletinde
sadece bir defa, 1680'de, Dördüncü Mehmed'in saltanatı
sırasında uygulandı ve Yahudi bir erkekle ilişkiye giren
Müslüman bir kadın, Sultanahmet Meydanı'nda taşlanarak
idam edildi.
Kadın, Aksaraylı Abdullah Çelebi adında bir adamla evliydi
ve Yahudi bir erkekle basılmıştı. Rumeli Kazaskeri
Beyazizade Ahmet Efendi, zina eden çifti yargıladı ve kadının taşlanarak
öldürülmesine,
erkeğin de kafasının kesilmesine hükmetti.
Türk hukuk sisteminde o zamana kadar görülmemiş olan bu karar, sarayda
ve yönetim
çevrelerinde tepkiyle karşılandı. Bazı yüksek bürokratlar kararı geri alması
veya bir başka
infaz biçimi uygulatması için Beyazizade'yi sıkıştırdılar, ancak baskılar
ters sonuç verdi.
İnfaz günü, mahkumlar, Sultan Ahmed Camii'nin hemen karşısında bulunan
burmalı taşın
önüne getirildiler. Ortada iri taşlardan oluşan bir yığın vardı. Kadın,
burada önceden kazılmış
olan çukura beline kadar gömüldü ve infaz başladı. İlk taşı, recm hükmünü
vermiş olan
Rumeli Kazaskeri Beyazizade Ahmed Efendi attı ve bunu diğer taşlar takip
etti. Kanlar içinde
kalan kadının can vermesinden sonra Yahudi erkeğin de kılıçla boynu vuruldu.
Recm, eski Arap geleneklerinden
Recm cezası, Kuran'da yoktur. Kuran, zina eden erkekle kadına ‘‘100 sopa
vurulmasını’’
emreder, ancak taşlayarak öldürme cezasına, yani recme yer vermez. İslamiyet
öncesi Arap
geleneklerinin yanısıra Yahudi hukukunda da bulunan recm, sonraki asırlarda
İslam
hukukuna dahil edilmeye çalışılmış ve kaynak olarak Kuran değil, Hazreti
Muhammed'in bazı
hadisleri gösterilmişti.
Münif Fehim'in Osmanlı'daki tek recm cezası uygulamasını gösteren temsili
resmi, Murat
Bardakçı'nın özel koleksiyonunda bulunuyor:
Peki Gerçek nedir? Islamiyet
dininde Recm vardır. Recm'in dayanağı da "Cennet anaların
ayakları altındadır" hadisi ile güya kadınlara çok değer
verdiği ifade edilen islam dininin diğer hadisleridir:
HADİSLERDE RECM
5341 – Ömer radiyallahu ahn’dan, dedi
ki: “Peygamber sallahu aleyhi ve selem recmetti. Ebûbekir recmetti ve ben de
recm ettim. Eğer Allah’ın Kitabı’na ilave etmeyi kerih görmeseydim, bunu
ben mushafa yazardım. Çünkü benden sonra şundan korkuyorum: Öyle bir zaman
gelecek ki bunu Allah’ın Kitabı’nda bulamadıkları için, bazı insanlar
inkar edeceklerdir.” (Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-Fevâid. İmam
Muhammed Bin Muhammed bin Süleyman er-RÛDÂNÎ. 2 Kaynak Yayıncılık. C. 3.
s. 63 –Tirmizi)
Muhammed uygulamış, Ebubekir Uygulamış, Ömer Uygulamış... Ne var ki bütün
bunlara karşın âllamelerimiz söyler: İslam’da recm yokmuş....
5342 – Mâlik: “Erkeklerden ve kadınlardan
evli olanlar zina yaptıkları zaman, (suçları) şahitlerle ya da gebelik veya
itirafla sabit olduğu zaman, onlara recmi uygulamak Allah Kitabında haktır.”
(Aynı eser, aynı sayfa - Buharî, Müslim, ve Ebû Dâvud da aynen rivayet
etmişlerdir.)
Buradaki dikkatinizi çekerim. “Malik Allah Kitabında haktır.” diyor. Ömer
ise: “Eğer Allah’ın Kitabı’na ilave etmeyi kerih görmeseydim”
diyerek Kuran’da olmadığını söylüyor; sonra da Allah’’ın kitabında
bulamayacaklarından korkuyor..Çık çıkabilirsen işin içinden... Ne var ki,
aşağıda Ömer’in “Ona indirdiği ayetler arasında Recm âyeti de vardı.”
dediğini de göreceğiz...
5348 – Müslim, Bureyde’den: Ona bir çukur kazıldı; sonra emir buyuruldu
recmedildi.
Daha sonra Gamid kabilsine mensup bir kadın gelip şöyle dedi: ‘Ey Allah’ın
Resulu! Ben zina yaptım. Beni temizle!’ Onu geri çevirdi, ertesi gün gelip
şöyle dedi: ‘Ey Allah’ın Resûlü! Beni neden geri çeviriyorsun? Kim
bilir belki beni Mâiz’i reddettiğin gibi reddip geri çevireceksin. Ama ben
gebeyim.’
‘Öyleyse şimdi git de doğurduğun zaman gelirsin’ buyurdu.
Kadın geri gitti. Aradan epey zaman geçtikten sonra doğurdu, çocuğunu bir
beze sarıp getirdi ve ‘işte doğurdum’ dedi.
‘Haydi git, emzir, onu sütten kestiğin zaman gelirsin’ buyurdu.
Gitti,emzirdi, aradan hayli zaman geçti, onu sütten kesti, eline ekmek parçası
verip getirdi ve: ‘İşte ey Allah’ın Peygamberi! Onu sütten kestim, yemek
yiyecek hale geldi’ dedi. Bunun üzerine çocuğunu alıp Müslümanlardan bir
adama verdi. Sonra göğsüne kadar çukur kazılmasını ve recm edilmesini
emretti. Halid b. el- Velid gelip bir taş attı, sıçrayan kan yüzüne
gelince, kadına sövdü. Peygamber sallallahü aleyhi ve selem bunu duydu ve şöyle
buyurdu: ‘Yavaş ol Hâlid! Canım elinde olan Allah’a yemin ederim ki, o öyle
bir tevbe etti ki, hilekâr öşürcü bu tevbeyi yapsa Allah onu bile
affeder.’ Sonra emretti, namazı kılınıp defnedildi.”
Bu hadiste Peygamberin, kadının taşlanarak öldürülmesine gönüllü-gönülsüz
razı olduğu anlatılmak isteniyorsa da biraz aşağıda Kuran’dan vereceğimiz
örneklerle, recm cezası verilmesini Allah’ın emri olarak kabul ettiğini göreceğiz.
Kaldı ki Peygamberin, “Halid’in, yüzüne kan sıçraması üzerine sövdüğünü
“ duyması da gösteriyor ki recm cezasının uygulamasını Peygamber de
seyretmiş. Eğer kerhen bu cezayı vermiş olsaydı hiç olmazsa seyretmez,
uzaklaşıp giderdi. (Adı geçen eser, s. 64).
Anlaşılan şu ki Nijerya’lı Emine Laval’a verilen recm cezasının yasal
dayanağı yukarıdaki bu hadistir...
Bu konuda bu kitabın aynı sayfalarda recmle ilgili daha 63 Hadis vardır. İsteyenler
adını verdiğim kitaba bakabilirler... Yazımızı daha fazla uzatmak istemediğimden
bu kitaptan alıntıları kısa kesiyorum. Ancak Sahih-i Buharî Muhtasarı
Tecrid-î Sarih Tercemesi ve Şerhi’nden de bir hadis aktarmayı konumuz gereği
zorunlu görüyorum. Bu hadis de şudur:
“2176 – Ömer (İbnü’l – Hatâb) radiya’llahu anh’den (bir
hutbesinde) şöyle dediği rivayet olunmuştur: Bir hakîkattir ki, Allah,
Muhammed Sall’llâhu aleyhi ve selle’i Hak Peygamber gönderdi ve ona kitap
indirdi. Ona indirdiği ayetler arasında Recm âyeti de vardı.” (Cilt. 12.
s. 409)
Bu hadisin altına düşülen dipnottu da aktarıyorum. Dikkatinizi çekerek üzerinde
durup düşünmesini öneriyorum:
“1 Recm âyeti şudur: Evli bir erkek ve kadın zinâ ederlerse (zina da
beyyine ile veyâ gebelik ile) sâbit olursa (âile nâmusunu kirleten) bunları
taşlayın!”. Bu âyetin okunması nesholunup hükmü ibkâ olunmuştur.”
Bu dipnotun türkçesi şöyle olsa gerektir: Okunması kaldırılmış; ama, hükmü
uygulanacaktır (ibkâ=baki).
Bu dipnotun hemen devamında Hadis ile ilgili şöyle bir açıklama yapılmaktadır:
“Bir hakikâttır ki, Allah, Muhammed Salla’llâhu aleyhi ve sellem’i Hak
Peygamber gönderdi. Ve O’na Kitap indirdi. O’na indirdiği bu Kitâbın içinde
Recm âyeti de vardır. Bu âyeti okuduğumuz ve hükmünü tatbîk ettiğimiz
halde bir takım müfsîdler çıkıp: Bu âyet Kuran’da yoktur, diye inkar
edeceklerdi.”1 Dipnot.
Şimdi bu dipnota bakalım: “1 Hazret-i Ömer’in bu sözü ileride tahakkuk
ederek, haricilerle bâzı mu’tezile inkâr etmişlerdir.” Tıpkı günümüzde
ki âllamelerin inkar ettiği gibi...
İnsanın aklını ister istemez şu soru geliyor. “Bir harfi bile değişmediği
iddia edilen -ama gerçekte değişmiş olan-Kuran üzerinde oynandığını
hadis kitapları nasıl olur da yazar?”
Bkz: Kuran
nasıl hazırlandı ve Kuran
nasıl değişti?
KURAN’DA RECM:
Bizim âllameler Kuran’daki aşağıda göstereceğim 5/44,45 tümcelerini hiçbir
zaman dile getirmezler... Onlar genellikle şu tümceler üzerinde dururlar. Kısaca
bu tümcelere bakalım:
1.“Kadınlarınızdan fuhuş işleyenlere (dört şahit) getirin; şayet şahitlik
ederlerse onları ölüm gelinceye ya da Allah onlara bir yol açıncaya kadar
evlerde tutun” (K. 4/15)
2.“İçinizden zina eden iki kişiye eziyet edin, tevbe edip düzelirlerse
onları bırakın.” (K. 4/16).
3. ”Zinâ eden kadın ve erkeğin her birine yüzer değnek vurun.” (K.
24/2)
Birinci tümcede: “Ölünceye ya da bir yol açılıncaya evlerde tutun”;
İkinci tümcede: “ikisine de eziyet edin”;
Üçüncü tümcede: “her birine yüzer değnek vurun...” deniyor.
Görüldüğü gibi bu tümceler de çelişki vardır. Çelişkileri kısaca sıralarsak;
“evde tutun”, “eziyet edin”, “yüzer değnek vurun”
Âllamelerimiz bu çelişkileri gidermek için ilk iki tümcedeki hükümlerin
3. tümcedeki hükümler kaldırıldığını (nesh olunduğunu) ileri sürerler.
Kuran’ı Tanrı sözü kabul edersek; geçmişi ve geleceği bilen bir Tanrı,
sonradan kaldıracağı kuralları kor mu?
Kuran’ı Peygamber sözü (Hadis) kabul edersek, ki ancak böyle dersek işin
inden çıkabiliriz, Peygamber de bir insandır. İnsan ise beşerdir, beşer de
şaşardır...
Ne var ki bizimkilerin Tanrı ve Din bilgisinden haberleri olmadığı için;
“Din akıl işi değildir, din iman işidir. Akıl ile Din çatıştığı
zaman inanmayı yeğleyeceksiniz” diyerek insanlarımızı düşünemez durumu
getirirler ki bunların en ileri gelenleri Mevlana’dır....
Genellikle: “Siz düşünmeyin, bizlerin söylediğine inanın yeter!”
demekle yetinirler. Bunları söylerken de yine Kuran’a dayanarak insanları
susturmaya çalışırlar. Okuyalım: “Ey inananlar! Zan’nın çoğundan sakının,
zirâ zannın bir kısmı günahtır.” (K. 49/12) Oysa bu tümce birbiriniz
hakkında dedikodu yapmayın, birbirinizi çekiştirmeyin anlamındadır. Ama
bizimkiler bu tümceye dayanarak insanları düşünmekten alıkoyarlar...
Şimdi dönelim asıl konumuza. Önce Kuran’dan şu tümceleri okuyalım:
1- “Doğrusu Biz yol gösterici olarak ve nurlandırıcı olarak Tevrat’ı
indirdik. Kendisini Allah’a teslim etmiş peygamberler, Yahûdi olanlara
onunla ve Rabb’e kul olanlar, bilginler de Allah’ın Kitâbı’ndan elde
mahfuz kalanla hükmederlerdi. Tevrât’a şâhittirler. O halde insanlardan
korkmayın, benden korkun. Âyetlerimi hiçbir değerle değiştirmeyin;
Allah’ın indirdiği ile hükmetmenler, işte onlar kâfirlerdir.” (K.
5/44)ti ile
2- “... Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyenler, işte onlar zâlimlerdir.”
(K. 5/45).
Tümcenin söyleniş nedenini (esbab-ı nüzul: iniş nedeni) kısaca aktaralım
ki tümcenin ne demek istediği rahatça anlaşılsın.
“Bir gün yüzü-gözü boyanmış, değnekle dövülmüş bir suçluyu
gezdiren bir Yahudi topluluğunu gören İslam Peygamberi onları yanına çağırarak:
“Sizler zina edeni böyle mi cezalandırırsınız?” Onlar da: “Eve!”
demişler. Bunun üzerine Yahudi âlimlerinden birini çağırttırarak: “Sana
Allah adına yemin verdirerek soruyorum: Kitabınızda zina edenin cezası bu
mudur?” Yahudi âlimi yanıtlamış: “Yemin vermeseydin doğrusunu söylemezdim.
Biz, kitabımızda zina edenin cezasını Recm olarak buluruz. Ancak eşrafımız
içinde zina edenler çoğaldı. Eşraf mensuplarına recm uygulamıyoruz; ama sıradan
kişiler de zina suçunu işleyince; onlara, recm uygulamayı da doğru bulmadığımız
için yüzünü-gözünü karartarak değnekle dövmeyi genelleştirdik!”
deyince, Peygamber şöyle demekten kendini alamamıştır: “Ey Allah’ım!
Senin emrini uygulamak için canlandıran (ihya eden) benim; çünkü Yahudiler
senin hükmünü yerine getirmeyerek ortadan kaldırmaya çalışmaktadırlar...”
dedikten sonra yukarıda aktardığımız %/44 ve 435 tümcelerini söyledi. (ESBÂB-I
NÜZÛL,Abdullah El-Kâdi, Çev. Doç. Dr. Salih Akdemir,. Fecr Yayınevi. Gaye
matbaası, 1986. s. 154 vd. Ayrıca İmam Ebul Hasen Ali Bin Ahmet El-Va’hidiİhtar
Yayınılık, s. 206 ve devamı ve Eski Konya Müftüsü H. Tahsin Emiroğlu’nun
aynı adlı kitabına da bakabilirsiniz. 1980. C. 4, s. 64 vd...)
Görüldüğü gibi Yahudi’ler recm cezasını uygulamayı doğru bulmadıkları
için yüzünü-gözünü boyayıp ikisini de eşeğe bindirerek gezdirmeye ya
da döverek ıslan etmeyi benimsemişler; İslam Peygamberi, zina edenin taşlanarak
öldürülmesini Allah’ın emri olarak kabul ediyor ve böyle uygulamalısınız
diyor ve kendisi de uyguluyor. Bu sonuca göre Kuran’da Recm yoktur denebilir
mi?
Ama bizim âllamelerimiz nasıl oluyor da Kuran’da ve İslam’da taşlayarak
öldürme (recm) cezası yok, diyor. Acaba bunlar İslam derken Türkiye
Cumhuriyeti uygulamalarını mı kastetmek istiyorlar... Çünkü bunlar, İslam’da
olanları kabul etmeye yanaşmıyorlar...
Gerek taşlayarak öldürme olsun, gerek kırbaçlayarak cezalandırmak olsun; böyle
bir ceza vermek merhamet ve şefkat timsali, bağışlayan ve koruyan Tanrı’nın
şanına yakışır mı? demek dururken bizim âllamelerimiz “Rec” yok ama
“Celde” var demekle Tanrı’ya hizmet ettiklerini sanıyorlar.
Bu söylemleri bile bunların Tanrı bilgisinden zerre kadar haberdar olmadıklarını
gösteriyor... Düşmüşler Allah-Din-İman-Kuran denilen bir girdabın içine...
Girdaptan kurtulmak için çabaladıkça girdaba sürükleniyorlar habire...
Nasıl ki AIDS’li hastalar sağlıklı insanlara AIDS hastası olsun diye iğne
ile mikrop şırıngaya etmeye çalışırlarsa; bunlar da bizleri kendileri
gibi düşünüp inanmaya zorlamak için habire, bizlere, şeriat şırınga
ediyorlar. Unutmayalım, 28 Şubat 1997’de Ankara, Sincan Belediye Bakanı
Bekir Yıldız ne demişti: “Bunların damarlarına şeriatı enjekte edeceğiz!”(
Bk. SSS: Sevenler-Soranlar-Sövenler, Av. Hayri Balta, s. 187)
Bir kere kapılmaya görsün insan şeriat denilen mıknatısa...
Ne akıl, ne sağduyu, ne de vicdan kalır insanda... Kaynaklar:
1) Hürriyet 30.08.2002
2) Bu makale hazırlanırken Sn B.Balta'nın 02-09-2002 tarihli
makalesinden alıntılar yapılmıştır. www.bilgebalta.com |