'Dini bayramlarda tatil, ilahi amaçla bağdaşmaz'
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 31 Aralık 2004 Cuma günü tüm camilerde okuttuğu ve tepkilere neden olan, ‘Yılbaşı’nda eğlenmek
caiz değildir’ hutbesinden sonra, 21 Ocak’ta okunacak Kurban Bayramı Hutbesi’nde de tartışma yaratacak görüşlere yer
verildi. Hutbede Bayram tatilinde, tatil ve eğlence yerine akraba, komşu ve dost ziyaretlerinin tercih edilmesi istendi.
Din İşleri Yüksek Kurulu’nun onayından geçen, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden Prof. Dr. Mehmet Erdoğan’ın
hazırladığı hutbede, ‘Şu kadar var ki, bayramlarımızın kimilerinin yanında giderek bir tatil havasına sokulduğu ve insanların
ziyaretleşme yerine adeta insanlardan kaçarak tatil ve eğlence merkezlerine gittikleri görülüyor. Bu tutumun, bayramlardan
gözetilen ilahi amaçla bağdaşmayacağı açıktır’ denildi.
Bu görüş, ‘Çünkü bayramlar bizi birbirimize kenetlemek, birlik ve beraberliğimizi kuvvetlendirmek için vardır’ cümlesiyle
pekiştirildi. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın resmi internet sitesinde yer verilen Ocak ayı hutbe programı içinde yer alan
‘Bayramlarımız ve Kurban’ başlıklı hutbede, tatil ve eğlence yerine şu önerilere yer verildi:
‘Öyle ise bayram, bütün güzellikleriyle gönlün derinliklerinde yaşanan, yoksullarla, kimsesizlerle ve yüreği yaralı insanlarla
güzelliklerin paylaşıldığı günler olsun. Bayram, dini şuur ve duygumuzun gelişmesine, dargınlık, kırgınlık ve küskünlüklerin
giderilmesine, akan kan ve gözyaşlarının dinmesine, akraba, komşu ve büyüklerin, hastaların ziyaret edilmesine, fakir, yetim ve
kimsesizlerin gözetilmesine, çocukların sevindirilip manevi havayı teneffüs etmelerine, kısaca her türlü insani ve ahláki değerlerin
kazanılmasına vesile olsun.’
Bir yılbaşı hutbesi analizi
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yayınladığı ‘Yılbaşı Hutbesi’ haklı bir tartışma yarattı. Gerçi yılbaşı idrak edildi ama eleştiri ve
tepkilere karşı yapılan ‘nüanslı’ savunmalar, pek de ‘idrak’ ettirici olmadığı için tartışma sürecek gibi görünüyor.
Tartışmanın çıkış noktası Diyanet’in ‘yılbaşı kutlaması adı altında düzenlenen eğlence ve toplantıları’ eleştiren açıklamasındaki
keskin ‘uyarı’ cümleleriydi. Hutbede yılbaşının ‘kutlanmaması’na yönelik ‘zinhar’ tonunda sıralanan uyarılar,
alternatif bir yılbaşı gecesinin nasıl olması gerektiği konusunda tek cümlelik bir öneri ile noktalanıyordu.
Tefekkür Önerisi
Başkanlığın önerisi, yılbaşı gecesinde insanların oturup bugüne kadar yaptıklarının ve yeni yılda hayatlarına nasıl yön vereceklerinin ‘muhasebesi’ni yaparak, ‘tefekkür’e dalmalarıydı.
Din İşleri Yüksek Kurulu Uzmanı Abdurrahman Akbaş’ın imzasını taşıyan hutbenin yarattığı tepki üzerine önce Başkanlık,
ardından Diyanetten Sorumlu Devlet Bakanı İlahiyat Profesörü Mehmet Aydın savunma yaptı. Ancak orijinal hutbede,
Başkanlığın savunmasında ve Bakan Aydın’ın CHP Denizli Milletvekili Mustafa Gazalcı’nın soru önergesine verdiği yanıtta çok
önemli nüanslar vardı. İşte yandaki belgeler ve ‘nüans’lar:
Belge 1
Okunan hutbe: "Birliğimizi bozacak adetlerden sakının"
Değerli Müslümanlar!
(...) ‘İşte bu din, benim dosdoğru yolumdur. Artık ona uyun. Başka yollara uymayın. Yoksa o yollar, sizi parça parça edip,
doğru yoldan ayırır. İşte bunları, sakınasınız diye Allah size emreder.’ Sevgili Peygamberimiz (a.s.) de bizleri ahlaki çöküntüye
neden olabilecek, birlik ve beraberliğimizi bozacak başka milletlerin örf ve adetlerini benimsemekten sakındırmıştır.
Dinle Bağdaşmaz
Aziz Müslümanlar! Bugün, toplumumuzda yılbaşı kutlaması adı altında düzenlenen eğlence ve
toplantılar kültürel ve geleneksel bir temele sahip değildir. Bu tür eğlencelerde aklı ve sağlığı tehdit eden içki içmeyi, aile
bütçesini sarsan kumarı ve israf boyutundaki harcamaları milli ve dini değerlerimizle bağdaştırmak asla mümkün değildir. Ayrıca
milli ve manevi değerlerimize ters bu tür eğlence ve adetler, kültürel tahribata yol açmakta, bizleri milli kimliğimizden
uzaklaştırmaktadır.
Allah Razı Olmaz
(...) Dini ve milli değerlerimizle çelişen başka kültürlerin örf ve adetlerini körü körüne taklit ve
özentiden kaçınalım. Yılbaşı kutlamalarını vesile edinerek Allah ve Resulünün razı olmayacağı tavırlar yerine, geçmiş senelerde
yaptıklarımızı gözden geçirerek ve gelecek yeni yılda hayatımıza daha iyi nasıl yön verebileceğimizi düşünelim. (Abdurrahman Akbaş, Din İşleri Yüksek Kurulu Uzmanı)
Belge 2
Yumuşatma açıklaması
Evrensel bir olgu abartmadan olabilir
DİYANET İşleri Başkanlığı tepkiler üzerine 13 Aralık’ta bir açıklama yaptı. Başkanlık açıklamasında, hem üstü kapalı bir
savunmayı, hem yumuşatıcı bir rötuşu, hem de hutbenin aksine ‘aşırıya kaçılmadan’, ‘evrensel bir olgu olan’ yılbaşının
‘kutlanabileceği’ geri adımını nüanslara dayalı bir dozda birleştirdi. Açıklama özetle şöyleydi:
Cuma ve bayramlarda camilerimizde okunan hutbelerin yeni bir üslup, içerik ve yaklaşımla hazırlanmasıyla ilgili olarak
Başkanlığımızın yürütmekte olduğu çalışmalar devam etmektedir. Halen hutbeler geçici olarak oluşturulan ilmi bir komisyon
tarafından hazırlanmakta ve bağımsız bir ilmi kurul olan Din İşleri Yüksek Kurulu’nda son şeklini almaktadır.
Kutlamak Doğal
Yılbaşı, geçen sene Başkanlığımızca yapılan ve web sayfamızda bulunan açıklamada da ifade edildiği gibi, değişik kültürleri bir
araya getiren evrensel nitelikte bir olgudur. Her ülkenin kendine özgü eğlence biçimiyle bunu kutlaması ise doğaldır. Eğlence ve
kutlamanın bizzat kendisi olumlu veya olumsuz bir değer taşımadığı için hutbede de eğlence olgusuna değil bu olgu ile ilgili
uygulamadaki bazı yanlışlara işaret edilmiş, dinimizin uygun görmediği davranışlarla yılbaşının kutlanmasının doğru olmadığı
belirtilmiştir. Kamuoyuna duyurulur. (Diyanet İşleri Başkanlığı)
Belge 3
Bakan’ın savunması "Haramlar kıyamete kadar asla değişmez"
DEVLET Bakanı Mehmet Aydın da 21 Aralık’ta CHP’li Gazalcı’nın önergesini yanıtlarken, kelime ve cümleleri, ‘nüanslar’ın
kıyısında geziyordu. Üstelik Bakan, önergeyi yanıtlarken ‘Açıkçası, kendim görmedim’ diyerek Diyanet’in yılbaşından yaklaşık
1 ay önce sitesine aldığı ve günlerdir tartışılan hutbeyi ‘henüz okumadığını’ da itiraf ediyordu. Ancak ‘dindeki helaller helaldir,
haramlar haramdır; bu, size, anıyla, her zaman, kıyamete kadar böyle bildirilir’ cümlesine yer vererek, kısa savunmasının ana
dayanaklarından birisinin altını da kalın çizgilerle çiziyordu. Bakan Mehmet Aydın’ın açıklaması da özetle şöyleydi:
İsrafa tepki
Yılbaşı, geçen sene Başkanlığımıza yapılan ve web sayfamızda da bulunan açıklamada da ifade edildiği gibi,
değişik kültürleri bir araya getiren, evrensel nitelikte bir olgudur. Eğlence ve kutlamanın bizzat kendisi olumlu veya olumsuz bir
değer taşımadığı için, hutbede eğlence olgusuna değil, bu olguyla ilgili uygulamada görülen bazı yanlışlıklara işaret edilmiş; israf,
vesaire gibi dinimizin uygun görmediği davranışlarla yılbaşı kutlamasının, davranışlarla birlikte böyle bir kutlamanın yapılmaması
gerektiği üzerinde durulmuştur. Yani, arkadaşlar, tekrar ediyorum: Diyanet’e ne zaman sorarsanız sorun, dindeki helaller
helaldir, dindeki haramlar haramdır; bu, size, aynıyla, her zaman, kıyamete kadar böyle bildirilir. Dinin özü, özelliği de zaten
budur.
Örtülü İtiraf
Başkanlığın ve Bakan’ın savunmalarında, eleştirilere karşı, Diyanet’in 2003 yılında ‘yılbaşının evrensel bir
olgu’ olduğunu vurgulayan açıklamasını referans göstermeye çalışmaları da, bu yılki hutbenin geçen yılki açıklamanın gerisine
düştüğü yolunda ‘ortak kabul ve itiraf’ olarak yorumlanabilir. Ancak bu üç belgeye göz atıldığında, açıklama ve savunmaların
aynı dalga boyunda gitmediği de aşikardır.
Kutlamada AB uyumu
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yılbaşını ‘Milli ve manevi değerlerimize ters adetler’ diye nitelediği hutbe, kutlamaların hızını
kesmedi. Türkiye’nin birçok yerinde olduğu gibi Bodrum’da da Barlar Sokağı’nı ve İskele Meydanı’nı dolduran yaklaşık 10 bin
kişi, büyük bir coşkuyla yeni yılı karşıladı. Gençler, bar ve diskolarda sabahın erken saatlerine kadar dans ederek çılgınca
eğlendi. Delfi Otel’deki eğlence ise sokaklara taştı. ‘Noel Baba’ ve ‘Noel Anne’ ile sokağa çıkan dansöz Miranda ve tatilciler
ellerinde Avrupa Birliği bayrağı ile dans etti.